| Demir kuleli şehir alevler içinde ateşi şehirliler başlattı, ve şehir dengelendi. | Open Subtitles | والمدينة الكبيرة بمناراتها تحترق. احترقت المدينة بأيدي سكانها. |
| Havayı tertemiz yapar ve şehir parıl parıl parlar. | Open Subtitles | يجعل الهواء منعش والمدينة متألقة من النظافة |
| Zamanımı Carmansville ve şehir merkezi arasında hastalıkları tedavi etmeye ayırabilirim. | Open Subtitles | ويمكنني تقسيم وقتي بمعالجة المرضى بين كارمنسفيل والمدينة |
| Kız kardeşimin arkadaşı evleniyor ve şehir merkezinde davet veriyorlar. | Open Subtitles | افضل اصدقاء أختي قد تزوج، ولديهم حفل في وسط المدينة |
| Bütün denetleme raporları kaybolmuş ve şehir soruşturmayı tekrar başlatmış. | Open Subtitles | كل سجلات التحقيق فُقدت وكان على المدينة البدء من جديد |
| Aleutian gribi beklenenden ağır geldi ve şehir liderleri mücadele etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | سيضرب إنفلونزا الألوشيان بشكل أقوى مما هو متوقع وسيتزاحم قادة المدن لمكافحته |
| İki bin kişi öldü ve şehir uzun yıllar boyunca terk edilmiş haldeydi. | Open Subtitles | الفي شخص لقوا حتفهم، والمدينة هجرت لسنوات عديدة. |
| İngiltere'nin başkentine yapılan yıkıcı saldırılardan 2 hafta sonra yeni bir hükümet kuruldu ve şehir yeniden inşa edilmeye başlandı. | Open Subtitles | بعد اسبوعين من الهجمات المجحفة على العاصمة البريطانية حكومة جديدة تم تنصيبها والمدينة بدات اعادة البناء |
| ve şehir savunmasız kalır! | Open Subtitles | والمدينة ستبقى بدون دفاعات أو حماية |
| ve şehir ona bir ödül vermeye mi karar veriyor? | Open Subtitles | والمدينة تُقرّرُ لإعْطائها جائزةِ؟ |
| Günlerden Cumartesi ve şehir ışık dolu ve gürültülü. | Open Subtitles | إنها ليلة السبت والمدينة لامعة وصاخبة |
| (Müzik) Kiran Bir Sethi; ve şehir, özgür zaman tanıyor. | TED | (موسيقى) كيران بير سيثي: والمدينة سيقدمون وقت فراغ. |
| "Eğer Dick Tracy'yi öldürürsen, bir numaralı şüpheli olacaksın ve şehir sana karşı seferber olacak. | Open Subtitles | إن قتلت (ديك ترايسي)، ستكون المشتبة به الرئيسي، والمدينة ستثور ضدك |
| Acıktım... ve şehir bizi bekliyor. | Open Subtitles | انا جائعة والمدينة تنتظرنا |
| Acıktım... ve şehir bizi bekliyor. | Open Subtitles | انا جائعة والمدينة تنتظرنا |
| -En iyi satan "Seks ve şehir". | Open Subtitles | "الجنس والمدينة" الأكثر مبيعاً |
| ve onları kendi Dublin haritama çizerek yerleştirdim ve şehir merkezinde, | TED | و قمت بتعيينه على خريطتي و في قلب المدينة |
| Ve tüm bu şeylerin yapım sürecinde, kara, deniz ve şehir görüntülerine artan otorite ve çekinmezlikle şekil veriyoruz. | TED | وأثناء كل هذه الأشياء، نكوّن المناظر الطبيعية البرية والبحرية ومناظر المدينة مع زيادة السيطرة والإفلات من العقاب. |
| Bu bir rastlantı değil. Çünkü tarım ve şehir birbirine bağlıdır. Birbirlerine ihtiyaçları vardır. | TED | هذا ليس مصادفة. لأن الزراعة و المدن مرتبطان معاً. هما يحتاجان إلى بعضهما. |