Milyonlarca genç, istismar taciz ve şiddetle karşılaşıyor. | TED | مئات الملايين من الشباب يتعرضون للاستغلال الإساءة والعنف. |
Terör ve şiddetle hüküm süren bir azınlık var. | Open Subtitles | لكن أقلية صغيرة تعوقنا عن طريق الإرهاب والعنف |
Bir zamanlar ölüm ve şiddetle dolu bir yerdi. | Open Subtitles | مثل هذا الوادي في الماضي كان هذا الوادي مكاناً حافلاً بالموت والعنف |
Çünkü sıradan insanlar yeni ve farklı olan her şeye korku ve şiddetle tepki gösterirler. | Open Subtitles | بسبب ردة فعل الناس العاديين مع الخوف والعنف لأي شيئ جديد ومختلف |
Psikoz seviyesinde sorumsuzluk ve şiddetle beraber. | Open Subtitles | ذو رقعةٍ عليها مختلٌ عقلي بي اللا مسؤولية والعنف |
Rüşvetle, gözdağı vererek ve şiddetle! | Open Subtitles | عن طريق الرشوة والتخويف والعنف |
Çünkü öfke ve şiddetle beslenen manyağın teki. | Open Subtitles | لانها مجنون الكامل يغذيه الغضب والعنف. |
Tabii Gabriel'in sevgisi otlarla ve şiddetle karışıktır. | Open Subtitles | إلاّ أنّ عُرف (غابرييل) للحب يضمن الميثامفيتامينات والعنف. |