| Bir keresinde bebeğim uçakta ağlıyordu, çok keyifsizdi ve adamın teki uçaktaki bir işadamı, işadamları her uçağı kendi özel uçağı sanırlar çünkü. | Open Subtitles | أتذكر مرة من المرات طفلتي كانت تبكي في الطائرة كانت متضايقة جدا وهذا الرجل رجل أعمال في الطائرة |
| Benim içeri tıktığım biriyle birlikte ve adamın hiç şakası yok. | Open Subtitles | إنه هناك مع رجل سجنته وهذا الرجل ليس مزحة |
| Peki, diyelim ki, sen haklısın ve adamın tümörü var, bu böyle mi söylenir yahu? | Open Subtitles | حسنا، لنقول بأنّك محقّ وهذا الرجل عنده ورم - كيف تخبره بهذه الطريقه؟ |
| Eğer gözükmezse ve adamın kazanırsa, ödülü geri verecek. | Open Subtitles | , إذا لم يربح , ورجلك هو الذى ربح . هو سيرجعه |
| Lucky ve Greg Dyson, Evelyn ve Edward Hillingdon, ve arkalarında, Molly, Errol ve adamın Jackson. | Open Subtitles | لاكى و جريج دايسون , ايفلين و ادوارد هيلينجتون ومن خلفهم, كانت مولى و ايرولو ورجلك جاكسون |
| Bir partideydim ve adamın biri sürekli bana asılıyordu ve şarkılar söylüyordu. | Open Subtitles | كنت في حفلة في القرية كان ذلك الصغير المزعج الذي أراد أن يتسكع غازل ابنة أختي و من ثم قبّلني |
| Bir partideydim ve adamın biri sürekli bana asılıyordu ve şarkılar söylüyordu. | Open Subtitles | كنت في حفلة في القرية كان ذلك الصغير المزعج الذي أراد أن يتسكع غازل ابنة أختي و من ثم قبّلني |
| ve adamın dairesinde,aynı anda. | Open Subtitles | ... وهذا الرجل شقة، في وقت واحد |
| Şu ihtiyar mızmız Lognon'ın Montmartre'den polis merkezine bir adam getirmesi ve adamın bizim önümüzde yüzünü saklamasının tek anlamı katili yakaladıkları olabilir. | Open Subtitles | (اذا كان (لوجنون) قد تذمر من (مونتمارتر فأنه جلب هذا الرجل إلى هنا وهذا الرجل يخبىء وجهه أمامنا انه يعني شيء واحد وهو انهم أمسكوا به |
| Gerzek hayatta ve adamın bir polis. | Open Subtitles | ريتارد" ما زال علي قيد الحياة" ورجلك شرطياً |
| Sen ve adamın artık birlikte değilmişsiniz. | Open Subtitles | أنتِ ورجلك لستم معاً |
| Ari, sen ve adamın burada kalın. Gözünüz açık olsun. | Open Subtitles | إسمع يا (آري)، أنت ورجلك إبقيا هنا، وكونا متيقظين. |