| Açık ve basit anlatmak gerekirse, çok takılıyor uyumuyor ve çok çalışıyor. | Open Subtitles | واضح وبسيط. انها تذهب للحفلات كثيرا لا تنام جيدا وهي تعمل بجد |
| Onları tekneye almaktan vazgeçmeliyiz, konu bu kadar açık ve basit. | Open Subtitles | علينا أن ننقذهم هذا هو المقصد واضح وبسيط |
| Bu konuda harika ve basit bir fikri vardı. | TED | بالتالي هي فكرت في فكرة، كانت عبقرية وبسيطة. |
| Fakir ve basit biri olduğum için ruhum, kalbim yok mu sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أتعتقد لأنني فقيرة وبسيطة المظهر أنه لا روح لدي أو قلب؟ ؟ ؟ |
| Ben basit biriyim, ve basit insanlar senin gibilerini her zaman yener. | Open Subtitles | بل أنا شخص بسيط و الأشخاص البسطاء دائماً ما يهزمون الأشخاص مثلكَ |
| İnsanlar çıkarları doğrultusunda hareket eder, hayat budur, gerçek ve basit. | Open Subtitles | الناس تتصرف من منطلقات داخلية هذة الحياة بسيطة وسهلة |
| Ancak yaptığımız her cesur konuşmada dünyayı kafası karışmış o genç için biraz daha iyi ve basit kılıyoruz. | TED | ولكن مع كل نقاش جريء لدينا، نجعلُ العالم أفضل قليلًا، وأبسط قليلًا من أجل المراهقين المشوشين. |
| Kolay ve basit bir kurt adam dönüşümünün kilit noktası hazırlıktır. | Open Subtitles | المفتاح لانتقال مستذئب سهل وبسيط هو الاستعداد |
| Saf ve basit gerçek şu ki; hepinizin acınacak haldesiniz. | Open Subtitles | و حقيقة واضح وبسيط هو لكم جميعا مثير للشفقة. |
| Bu, herkesin kafasında düşünceler uyandırabilecek açık ve basit bir tartışma. | Open Subtitles | هذا جدال واضح وبسيط يمكن للجميع التجادل حوله |
| İnsanlar baskıcı olanlarla konuşmak istemezler, o nedenle kısa ve basit tutarım. | Open Subtitles | لا يميل الناس للتحدث الى المتعجرفين لذا ابقي الأمر صغير وبسيط |
| Konuşmayı benim için yazmanı istiyorum, hoş ve basit bir şey olsun. | Open Subtitles | وأريدك أن تكتب عنى شيء لطيف وبسيط |
| İblis kötü kalpli, saf ve basit bir yaratıktır. | Open Subtitles | الشيطانهومخلوقمنالجحيم.. نقي وبسيط جداً |
| Daha samimi, besleyici ve basit olmalı... tıpkı sizin piçler gibi! | Open Subtitles | إنها دسمة، ومغذية، وبسيطة مثلكم جميعاً أيها الأوغاد |
| Bak bu sadece şirket casusluğu, saf ve basit bir şey. | Open Subtitles | أنظري ، تلكَ كانت عمليّة تجسّس واضحة وبسيطة |
| ve basit ve Amjad isimler Pakistanlı isimler | TED | و بسيط و امجد هي اسماء اولى اسماء باكستانية |
| Multipl skleroz olan hastalar aldık ve basit bir soru sorduk: Kemik iliğinden alınan kök hücreler sinirlerini koruyabilir mi? | TED | لقد أخذنا مرضى مصابين بتصلب الأنسجة المتعدد وطرحنا سؤال بسيط: هل الخلايا الجذعية من نخاع العظام ستكون محمية من أعصابهم؟ |
| Fiyatlar oldukça ucuz ve basit. | Open Subtitles | الأجور بسيطة وسهلة جدًا ... آسفة لم أتمكن من إيجاد سترتي. |
| Sadece beş dakikamız olduğundan daha hızlı ve basit bir yol kullanmamız daha iyi olacak. | TED | ولأنه لدينا خمس دقائق فقط، فمن الأفضل أن يكون لدينا طريقة أسرع وأبسط. |
| Fakir, sönük ve basit biri olduğum için... bir ruhum ve kalbim olmadığını mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | -هل تعتقد أن كونى فقيرة و غامضة و بسيطة -فليس لى روح أو قلب ؟ |
| İntikam. Sade ve basit. | Open Subtitles | الانتقام , الصفاء و البساطة |
| Temel yasa soğanın birbirlerine benzeyen farklı zarları gibi bir şey ve böylece bir zarın matematiği, bir sonraki zar fenomenini güzel ve basit biçimde ifade etmenize izin verir. | TED | إن المبدأ الأساسي هو مثل تلك القشور المختلفة للبصلة تشبه بعضها البعض، وعليه فان رياضيات قشرة واحدة تتيح لنا التعبير بكل جمال وبساطة عن ظاهرة القشرة التالية. |
| İlkinden sonra ucuz ve basit yönteme geçiş yapmak muhtemelen hatalı," demeye başlamışlar. | TED | وأن التبديل بين العلاجين كان غلط فادح واستخدام الحل الرخيص والسهل |