"ve bir kutu" - Traduction Turc en Arabe

    • وعلبة
        
    • وصندوق من
        
    • و صندوق كبير
        
    Fakat üzüntü bize sadece gözyaşı havuzu ve bir kutu kağıt mendil verebilir. Open Subtitles لكنَ الأسف لن يجلب لنا شيئاً غير بحر من الدموع وعلبة من الكلينكس
    Sana kırmızı-beyaz saf ipek kravat ve bir kutu kahverengi pralin şeker aldım. Ve kahverengi keçe terlik. Open Subtitles احضرت لك ربطة عنق احمر وأبيض من حرير خالص وعلبة من حلوى لوز السكر البني ..
    Evet. Bir gün daha bitti, ve bir kutu kalem daha çalındı. Open Subtitles أجل ، يوم آخر وعلبة مسروقة أخرى من الأقلام
    Ve yukarıya bir buket orkid ve bir kutu çikolata kaplı fındık gönderebilirmisiniz? Open Subtitles وهل يمكنك أن تبعث بباقة من زهور الأوركيد وصندوق من الحلوى؟
    Yatağın yanında $600 ve bir kutu prezervatif bulundu. Open Subtitles يوجد 600 دولار و صندوق كبير من الأوقية المطاطية بجوار فراشها
    Elimde teleskop ve bir kutu tatlı ile sokağın ortasından geçmiyordum ki. Open Subtitles لم اكن في الشارع المقابل بمنظار وعلبة من الدونات
    - Kafeinsiz, yağsız köpüksüz, sımsıcak kahve ve bir kutu çörek. Open Subtitles لا رغوة، قهوة بالحليب ساخنة جداً "وعلبة من دونات "كريسبي كريمز
    Yarın akşam bir düzine kırmızı gül ve bir kutu Belçika çikolatasıyla Christina'nın evine gideceğim. Open Subtitles غدا ساذهب لمنزل كريستينا ومعي باقة ورد احمر وعلبة شكولاتة بلجيكية ممتازة
    Bir kasa bira ve bir kutu kraker de var mı? Open Subtitles ماذا لديك ؟ هل وجدت صندوق بيرة وعلبة بسكويت ؟
    Bir süngü ve bir kutu kibrit kullanıp oğlunun bacağını kesmek zorunda kalacaktı. Open Subtitles أضطر أن يبتر ساق ابنه بالحربة وعلبة الثقاب.
    Sana yemek çantası hazırlarım ve bir kutu iyi mermi ile yola koyulursun. Open Subtitles اوه ، نعم ، نستطيع ذلك ساقومبتوضيببعضالطعام... وعلبة جيدة من الرصاص. وستدهب في سبيلك.
    Her gün kapisina FedEx'le "Skin" dergisi... ve bir kutu mendil gidiyor. Open Subtitles كل يوم لديه طرد من فيديكس... skin من مجلة ... .وعلبة مناديل
    Ve bana da biraz hamburger alın ve bir kutu domates ve biber. Open Subtitles وتجلبون لي هامبورجر - وعلبة طماطم وفلفل أحمر
    ve bir kutu, ne bileyim. naneli bir şey. Open Subtitles وعلبة لـ، لا أعلم، ربما حلوى نعناع.
    Bir şişe öksürük şurubu ve bir kutu soğuk McNuggets ile annenin arabasını çaldığın güne benzemez bu. Open Subtitles هذه ليست ليلة حيث تقودين فيها سيارة أمك "الفولفو" مع زجاجة دواء السعال وعلبة قطع دجاج باردة
    İhtiyacım olan tek hayatta kalma eğitimi, kamyonetin arkasında duran baba yadigârı tüfeğim ve bir kutu dolusu saçma. Open Subtitles حسناً، أن تدريب البقاء على الحياة الوحيد الذي أريده هو بندقية الصيد الكبيرة وعلبة الرصاصات التي أحتفظ بهم في تلك الشاحنة.
    Benim, evde bir sürahi "sangria"m ve bir kutu dominom var. Open Subtitles عندي إبريق من المشروب وصندوق من الدومينوز في منزلي
    İki kutu kurutulmuş denizhıyarı ve bir kutu da geyik boynuzu var. Open Subtitles حسناً, لدينا صندوقين من خيار البحر المجفف وصندوق من قرون الغزال
    Ve yattıklarından bir tanesiyle kaçan kıç doktoru, geride ailesini, minibüsünü ve bir kutu da reçete koçanını bırakmıştı. Open Subtitles حين رحل مع واحده منهن ترك لعائلته الشاحنه... وصندوق من الوصفات
    Yatağın yanında $600 ve bir kutu prezervatif bulundu. Open Subtitles يوجد 600 دولار و صندوق كبير من الأوقية المطاطية بجوار فراشها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus