| Hoşgörüsüzlük, ayrımcılık ve intikam devrim sonrası ikonlar haline geldi. | TED | التعصب والإقصاء والإنتقام أصبحوا رموز ما بعد الثورة |
| İnsanlığa güvenmek istemiyorsunuz, çünkü eğer güvenirseniz, nefret ve intikam üzerine kurduğunuz bir düşünce sürekli kendinize söylediğiniz bir yalan nedeniyle, yıkılıp gidecek. | Open Subtitles | لا يمكنك تحمل الإيمان فى البشرية لأنك لو فعلت ذلك , كل هذا كل أعمالك التى بنيتها على الكراهية والإنتقام |
| Yani belediye başkanlığı silahlanma kanununu çıkarmıyor bu adam ailesini kaybediyor ve intikam alıyor. | Open Subtitles | إذًا مجلس المدينة لم يوافق على قانون لحد حيازة السلاح وفقد هذا الرجل أسرته كاملة ويسعى للثأر. |
| Hırs ve intikam insanı bitirir, kül eder. | Open Subtitles | الطموح والتعطش للانتقام هو ما يدمّر الإنسان. |
| Onun kalbi nefret ve intikam dolu. Budist aydınlanmasını anlayamaz. | Open Subtitles | هناك كراهية وانتقام في هذا القلب لايمكنه استيعاب الأمور الخيّرة |
| Hayır ama Thomas ağabeyin Quentin'i içeri attırdı ve intikam güçlü bir cinayet sebebidir. | Open Subtitles | لا, لا أعتقد ذلك لكن (توماس) وضع أخيك (كوينتين) في السجن و الأنتقام هوَ دافع قوي جداً |
| Gerekçelerinizle öfkemi ve intikam duygularımı yatıştırmamı istemeyin. | Open Subtitles | أن أكبح غضبى وإنتقامى لأسبابك أنت |
| aşk ve intikam hissediyorum. | Open Subtitles | يا رجل , أستطيع الإحساس بالحب و الإنتقام |
| Eğer öfke ve intikam ateşi, okyanusu bile çorak bir çöle dönüştürüyorsa o zaman gerçek aşkın ateşi de burada çiçeklerin açmasını sağlar. | Open Subtitles | اذا استطاع الغضب والانتقام ان يحول المحيط الى ارض قاحلة فالحب يستطيع ان يزهر هذه الارض |
| Vandalizm,gizlenme, politik ifade... işe yaramak ve intikam. | Open Subtitles | هناك تخريب ، وإخفاء الجريمة .. ودافع سياسي الربح والإنتقام |
| Para, hırs ve intikam. Bu yönde düşünmeye çalış. | Open Subtitles | المال ، العاطفة ، والإنتقام حاولي أن تفكري |
| Şiddete yatkınlık ve intikam duygusu genetik olarak aktarılmaz. | Open Subtitles | لا يهم, العنف والإنتقام لا ينتقل بالوراثة |
| - Korku, kin, kıskançlık ve intikam duygularım azınca. | Open Subtitles | فقد عندما يستعدي ذلك الخوف، الحقد، الغيرة، والإنتقام |
| Yani belediye başkanlığı silahlanma kanununu çıkarmıyor bu adam ailesini kaybediyor ve intikam alıyor. | Open Subtitles | إذًا مجلس المدينة لم يوافق على قانون لحد حيازة السلاح وفقد هذا الرجل أسرته كاملة ويسعى للثأر. |
| Suikastçılar ve intikam melekleri hakkında bağırıyordun. ...ve sonra ses seda yoktu. | Open Subtitles | تصرخين بشأن قتلة وانتقام ملائكة وبعد ذلك... |
| Lanetler ve intikam? | Open Subtitles | اللعنات و الأنتقام ؟ |
| Serinkanlı gerekçelerinizle öfkemi ve intikam duygularımı yatıştırmaya heveslenmeyin. | Open Subtitles | أن أكبح غضبى وإنتقامى لأسبابك أنت |
| Biraz kin ve intikam görmek istiyorum. | Open Subtitles | تصرف بقليل من الحماقة و الإنتقام |
| Nereye gidersek gidelim ne kadar uzağa kaçarsak kaçalım güç ve intikam peşinde olanlar bizi bulur. | Open Subtitles | أنّى ذهبنا ومهما ابتعدنا، فأولئك الساعين للقوّة والانتقام سيطاردوننا |