"ve kırsal" - Traduction Turc en Arabe

    • الريفية
        
    Kendilerini şehirler ve kırsal alanlar arasında sıkışmış olarak görüyorlar. TED وجدوا أنفسهم نوعا ما محاصرين بين المناطق الحضرية والمناطق الريفية.
    Aynı zamanda bu hikaye, devlet okullarının ve kırsal kesimdeki halkın her ikisinin de geliştirimesi için "tasarım"ın ne yapabileceğinin hikayesidir. TED انها قصة عن التعليم الحكومي و عن المجتمعات الريفية وعن ما يمكن للتصميم فعله ليحسن كلاهما.
    Bunu yerel ve kırsal topluluklarda bulabilirsiniz. TED تجدها في مجتمعات السكان الأصليين، فى المجتمعات الريفية.
    Eğer ait olmadığım bir yer varsa, hikâyemin eş cinsel olmamla başladığı ve kırsal köklerden başlamadığı akıldır. TED إذا كان هناك مكان ما لا أنتمي إليه، فهو داخل عقلية حيث تبدأ قصتي بكوني متحررة جنسيا وليس بأصولي الريفية.
    Tier-2 ve kırsal pazarlardaki eczanelerde çoğunlukla erkekler çalışıyor. Open Subtitles فالصيدليات في المناطق الثانوية و الأسواق الريفية يديرها الرجال
    Ben köylülerle, çiftliklerle ve kırsal yaşam gibi şeylere ayak uydurmakta pek iyi değilimdir. Open Subtitles أنّي لست بارعةً حقًّا في التعامل مع الفلّاحين والمزارعين وكلِّ تلك الحياة الريفية نوعًا ما.
    Ücra ve kırsal alandaki vatandaşlar ile tek çocuklu aileler önümüzdeki günlerde çok dikkatli olmalı. Open Subtitles السكان في المناطق النائية أو المناطق الريفية و الأُسر التي لديها طفل وحيد يجب توخي الحذر الشديد في الايام القادمة
    Bu, esasen ne olup olmayacağı ile ilgili bir soru değil; kadınlar ve "ötekiler" onları inşa etmediği takdirde binalarımızın, manzaralarımızın, kentlerimiz ve kırsal bölgelerimizin ne ölçüde daha çirkin, daha işlevsiz, daha adaletsiz ve daha onursuz olup olmayacağı ile ilgilidir. TED هذا ليس سؤالا لو إذا لكنه إلا أى حد مبانينا، المناظر الطبيعية، مدننا، مجتمعاتنا الريفية سيكونوا أقل جمالا، أقل فعالية، أقل إنصافا، أقل إحتراما لأن النساء والأشخاص الملونين أقل إحتمالية لإنشائهم.
    Birçok büyük şehirdeki ve kırsal kesimdeki seçim memurları gibi Kat ve Marie ile konuştuğumda da topluluktakilere yardım ettikleri için oldukça gurur duyduklarını belirtiyorlar ancak aynı zamanda endişeliler. TED عندما تحدثت مع (كات) و (ماري), مثلما أتحدث مع العديد من مسؤولي الإنتخابات في المدن الريفية وفي المدن الكبرى على حداً سواء، كانوا فخورين جداً بمساعدة الناس في مجتمعاتهم، ولكنهم يشعرون بالقلق في الوقت ذاته.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus