| Siyaseten yazmayı denedim ve kelimelerin beni hüsrana uğrattığını anladım. | Open Subtitles | حاوت أن أكتب شيئًا سياسيًا، لكن الكلمات دائمًا تخونني. |
| Evet, ve kelimelerin arasındaki boşluklara bak, o küçük, cimri boşluklara. | Open Subtitles | نعم ، وانظر المسافات بين الكلمات هذه المسافات الصغيرة |
| Ve yazmış olduğu bu güzel mektupta: "Gözlerini kapat ve kelimelerin sesini dinle | TED | وهذه الرسالة الجميلة حيثُ كتبَ: "أغمضي عينيك وأنصتي إلى صوت الكلمات. |
| Roy, ilişkilerinin trajik sonuçlarının, “elbise askısı”, “yollardaki katran” ve “kelimelerin yokluğu” gibi “sıradan şeylerde sonsuza dek gizleneceği”, konusunda uyarıyor. Roy’un yazıları bu sıradan şeyleri sürekli kullanır ve en trajik anlara bile harika bir ayrıntı katar. | TED | حذرت روي من أن العواقب المأساوية لعلاقتهما "ستختبئ إلى الأبد في الأشياء العادية"، مثل "علّاقات الثياب" و"القطران على الطرق" و"غياب الكلمات". دأبت روي في كتاباتها باستمرار على استخدام هذه الأشياء العادية، فهي تجلب التفاصيل الكثيرة إلى أكثر اللحظات مأساوية. |
| (Piyano müziği) Hâlâ eski gazete makalelerinin sayfalarından gelen müzik melodilerini duyuyorum, dans numaralarını ve kelimelerin ritmlerini görüyorum. | TED | (موسيقى البيانو) مازلت أسمع الألحان الموسيقية وفساتين الرقص وإيقاعات الكلمات تنبعث من صفحة المقالات في الصحف القديمة. |
| Bu listeyi bir arkadaşıma okumaya başladığımda gülüyordum, o kadar komikti ki, ama ezik kelimesini yeni geçmişken sesim titredi, ve durup bu duygusal şok ve kelimelerin yarattığı aşağılanma hissinden kendimi toparlamam gerekti. | TED | كنت أقرأ هذه القائمة على صديقتي وكنت أضحك في البداية لأنه شيئ مثير للسخرية ولكن عندما وصلت لكلمة "متلف" تقطع صوتي وتوقفت لأجمع نفسي من الصدمة العاطفية الناتجة عن هذه الكلمات |