| Kızı canlı olarak istiyorsanız beni dinle ve konuşma. | Open Subtitles | اذا اردت ان تعود الفتاه سليمه انصت ولا تتكلم |
| ve konuşma. | Open Subtitles | ولا تتكلم مع أحد |
| - Kıpırdama ve konuşma. | Open Subtitles | ـ لا تتحرك ولا تتكلم |
| Yirmi birinci yüzyılda, yasama süreci içinde bilgi, ifade ve konuşma özgürlüğü için yeni standartlar belirleyebiliriz. | Open Subtitles | للنشاطات التشريعية لإحضار حرية المعلومات التعبير و الخطاب إلى القرن ال21 |
| Jia yarınki konferans için bir konuşma yapacak, ve konuşma o valizde. | Open Subtitles | ستلقي (جا) خطاباً في المؤتمر غداً, و الخطاب في الحقيبة |
| Kemerini tak ve konuşma. | Open Subtitles | اربط حزام مقعدك ولا تتكلم. |