| Evet tabi! "Hemşire, bize tuz ve limon lazım, çünkü Tequila'yla sarhoş olmak istiyoruz!" | Open Subtitles | بالتأكيد! "يا ممرضة, نحتاج ملح وليمون, لأننا نريد ان نسكر مع تكيلا!" | 
| İkitanelütfen. ve limon da. | Open Subtitles | ــ ملعقتان من فضلكِ وليمون أيضاً | 
| Zencefil ve limon buldum, ama bal yok. | Open Subtitles | وجدت زنجبيل وليمون لكن لم اجد العسل | 
| Tüm gece boyunca soda ve limon içtim ve şimdi büyük içkimi içeceğim. | Open Subtitles | لقد كنت أشرب الصودا والليمون طوال الليل و أنا الآن أحضر للمشروب الكبير | 
| Bütün gece soda ve limon içtim ve şimdi de asıl içkime hazırlanıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أشرب الصودا والليمون طوال الليل و أنا الآن أحضر للمشروب الكبير | 
| İki dark bira, çift diamond, cin ve tonik, yarım light bira bir şarap ve limon. | Open Subtitles | اثنين البني مزر ، ضعف الماس ، الجن ومنشط ، ونصف مزر الخفيفة ، والميناء والليمون. | 
| Tavuk, yumurta sarısı ve limon suyundan yapılıyor. | Open Subtitles | إنه عبارة عن حساء مرق الدجاج، مح البيض وعصير البرتقال | 
| "Şifalı deniz ürünleri"nin en iyi tarafı midye kabuğunda, Tabsco sosu ve limon ile birlikte sunulmasıdır. | TED | إن أفضل جزء لأطعمة البحار التصالحية هي أنها تأتي مع نصف قوقعة مع قارورة من تاباسكو وأسافين الليمون. | 
| Yalnızca sıcak su ve limon. | Open Subtitles | فقط ماء حار وليمون | 
| Geri döndüğümde, sıcak su ve limon istiyorum. | Open Subtitles | عندما أعود, ماء ساخن وليمون | 
| Sirke ve limon. | Open Subtitles | خل وليمون | 
| Seltzer ve limon. | Open Subtitles | سيلتزر وليمون | 
| Terinde tuz, sarımsak ve limon kokusu vardı. | Open Subtitles | كانت تفوح من عرقه رائحة الملح والثوم والليمون | 
| Kolay vurulur, Bayan zımbalı çanta! Sakin ol, vanilya ve limon. Yarış için gaz tut, tamam mı? | Open Subtitles | بروية يا فتيات, فانيلا والليمون أبقين على قوتكن للنزال، اتفقنا؟ | 
| Şarap, maden suyu, apsent ve limon karışımı içki. | Open Subtitles | - ما هذا؟ - - النبيذ والمياه سيلتزر ، والبيرة ، والليمون. | 
| Tekila ve limon almaya gidiyordum. | Open Subtitles | كنت ذاهبة لأحضر بعض التكيلا والليمون | 
| Bu yüzden bana kırmızı biber ve limon lazım. | Open Subtitles | لذا سوف أحتاج للفليفلة والليمون. | 
| Döneceğim. Sadece elektrik bağı ve limon suyu, tamam mı? | Open Subtitles | سأعود فوراً، استخدم فحسب الشريط اللاصق وعصير الليمون، مفهوم؟ | 
| Lezzetli vanilyalı hamurun içinde ahududu ve limon kremasıyla birlikte. | Open Subtitles | رقاقة فانيليا لذيذة مع توت العليق بالوسط، وقشدة الليمون. |