| Ben tavuk ve pirinç değil, tavuk ve yıldız makarna istedim. | Open Subtitles | طلبتُ دجاج وشعرية على شكل نجوم وليس دجاج وأرز |
| Biraz patates, domuz budu ve pirinç alın. | Open Subtitles | أنا أحتاج بطاطس ولحم خنزير وأرز |
| Güney HindiÇini'nin uçsuz bucaksız çamur ve pirinç tarlalarında... | Open Subtitles | في السهول الكبرى من الطين والأرز من جنوب الهند الصينية |
| Soy, kuzu ve pirinç karışımı, o bok seviyor. Evet öyle. | Open Subtitles | النسب، لحم الضأن والأرز مزيج، وقال انه يحب أن القرف. |
| Zhangjiajie'nin nehirleri balık ve pirinç diyarı olarak bilinen kuzey doğudaki Yangtze sel havzasına dökülmektedir. | Open Subtitles | تتدفق أنهار الجيانجيزي إلى المنطقة الشمالية من مصب يانقتزي و التي تعرف بأرض السمك و الأرز |
| Evet, yağsız süt ve pirinç patlağı. | Open Subtitles | أجل، حليب مقشود و أرز منتفخ |
| Mutlu Budist, sadece et suyu ve pirinç yiyordu. | Open Subtitles | بوذي مرح، لا يأكل سوى الأرز و المرق |
| Anne, bu akşam bana fasulye ve pirinç pişirsene. | Open Subtitles | أعدّي لي فاصوليا وأرز الليلة، يا أمي |
| - Bisküvi. - ve pirinç. | Open Subtitles | حلويات وأرز نعم |
| Yiyecek ise ağaç ve yumru köklere dayanan küçük ölçekli çiftlik ağlarından geliyor, buğday ve pirinç gibi daha az verimli tahıllardan değil. | TED | ويأتي الطعام من شبكات صغيرة من المزارع والتي تركز على الأشجار والدرنات أكثر من تركيزها على الحبوب منخفضة الإنتاجية مثل القمح والأرز. |
| Bak, anne. Ekmek, sosis ve pirinç. | Open Subtitles | انظـري يـا أمّي الخبز والسجق والأرز |
| Elinizdekiler ancak 50 tane lima fasulye konservesi 32 tane ton balığı konservesi, biraz tavuk ve pirinç. | Open Subtitles | و32 علبة تونة وبعض الدجاج والأرز |
| Karides, sosis ve pirinç ile yapılıyor. | Open Subtitles | بــــ القريدس، و السجق، و الأرز |
| Stu ve pirinç benzetmesini sevdim. | Open Subtitles | أحببت المقارنة بين (ستو) و الأرز |
| Balık ve pirinç. | Open Subtitles | السمك و الأرز |
| Peynir ve pirinç! | Open Subtitles | جبنة و أرز ! |