"ve yaşam" - Traduction Turc en Arabe

    • والحياة
        
    • الحياة و
        
    • حياة
        
    • و الحياة
        
    • والقسم الحي
        
    • وأن الحياة
        
    • المعيشة
        
    Kardeşini yakın zamanda kaybettiği için, hayat ve yaşam kaybı hakkında konuşmak isteyebilir. Open Subtitles حسناً , خسارة أخيه مؤخراً ربما هو بحاجة للإنفتاح نحو الحياة والحياة المفقودة.
    Bir gezegenin su ve yaşam için sahip olması gereken atmosfer türünü hesaplamak için bilgisayar modellerini kullanıyorum. TED ولذلك ألجـأ إلى نماذج الحاسب الآلي لتحديد الغلاف الجوي اللازم لاحتمال تواجد المناخ اللازم للماء والحياة على كوكب ما.
    Doğada, ölüm ve yaşam arasındaki o ince çizgi aslında katıksız bir şanstır. Open Subtitles في الطبيعة، الفرق بين الحياة و الموت غالبا ما يكون مسألة صُدفة بحتة
    Ve tekrar, bunun ne kadar beklenmedik olduğunu düşünürken hatırlayın, 5 milyar yıl önce, biz burada değildik ve yaşam yoktu. TED ومرة أخرى، كلما فكرت فى مدى استحالة ذلك، فتذكر ،منذ خمسة بلايين سنة مضت، لم نكن هنا، ولاكانت هناك حياة.
    Katara'yı incittiğimden beri, ateşbükebilmemden çok korkuyordum. Ama şimdi gerçekten ne anlama geldiğini biliyorum. Enerji ve yaşam demek. Open Subtitles منذ أن أذيت كتارا و أنا خائف و متردد و لكني الآن أعرف ما هي النار, إنها الطاقة و الحياة
    Mürettebat ve yaşam bölgelerinin güvenli bir şekilde dönüş yolculuğuna başlamaları için dört dakikaları var. Open Subtitles الطاقم والقسم الحي له أربع دقائق للإخلاء والشروع في رحلة العودة
    Bunu çözecek bir yöntemimiz yok ve yaşam da çok fazla karmaşık. TED وليست لدينا أدوات للتعامل مع الأمر وأن الحياة معقدة للغاية.
    Hizmet sektöründe yüksek maaşlı maharet gerektiren işlerin yerine düşük maaşlı işler geldi, ve yaşam standartları düşmeye başladı. Open Subtitles حلت الوظائف متدنية الأجور محل الوظائف المهارية مرتفعة الأجور في مجال تقديم الخدمات وترتب على ذلك انخفاض مستوى المعيشة
    En ucunda ise bazik bir çevre yer alıyor. buranın pH'ı 11 ve yaşam bulunuyor. TED وفي الجانب الآخر هناك طبيعة قلوية والرقم الهيدروجيني هناك هو 11, والحياة موجودة.
    ve yaşam, türler üzerine kurulduğunda, hafıza sistemi genlere dayanıyor. Open Subtitles والحياة عندما نظمت الى الجنس البشري تعتمد على الجينات لتكون نظام ذاكرته
    Lois her zaman enerji ve yaşam oldu olmuştur ama son dönemlerde yaşlandığının daha da farkına varmaya başladım. Open Subtitles لطالما كانت لويس مفعمة بالطاقة والحياة لكن مؤخراً بدأتُ ألحظُ تقدمها بالسن
    Ölüm ve yaşam arasındaki ayrım inancı çok katı değil. Open Subtitles الاعتقاد بأنَّ الحد الفاصل بين الحياة و الموت
    Ve Gravity Satellite Radyo'da Sevgi ve yaşam programını dinlemektesiniz. Open Subtitles و انت تستمع إلى اذاعه الحياة و المعيشة على راديو الجاذبية
    "Yokluk ve varlık, ölüm ve yaşam bir. Open Subtitles "الخسارة و الإمتلاك, الحياة و الموت واحد"
    Sadece ayrıcalıklılar için değil herkes için yaşam hakkının korunduğu ve yaşam kalitesinin yükseltildiği bir dünya istiyoruz. TED نريد حياة حيث الحياة محفوظة ونوعية الحياة هو إثراء للجميع ليس فقط للمحظوظين
    Bir tarikat, üyelerine daha iyi yaşamaları için rehberler sunmaktansa, kişisel ve ailesel ilişkilerden ekonomik kazanç ve yaşam düzenlemelerine kadar, onları doğrudan kontrol etmeyi amaçlar. TED بدلاً من أن توفر نصائح لأعضائها كيف يعيشون حياة أفضل، تسعى الطائفة لأن تتحكم مباشرة بهم، بدءاً من العلاقات الشخصية والعائلية، وحتى الممتلكات المالية والترتيبات الحياتية.
    Ben buna kendi köyünüzü kurmak diyorum, bunu kurmak ve korumak ölüm ve yaşam meselesi. TED إنني أدعو ذلك بناء قريتك، وبناءها والمحافظة عليها هي مسالة حياة أو موت.
    ve yaşam her zaman çok önemlidir değil mi? Open Subtitles و الحياة مهمة جدا دائما أليس كذلك ؟
    Biliyorsunuz ki Yol, Gerçek ve yaşam Ben'im. Open Subtitles تعرفون أننى الطريق... ... والحق و الحياة.
    Diriliş ve yaşam Ben'im Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Open Subtitles " "انا هو القيامة و الحياة. " "من آمن بي و إن مات فسيحيا.
    Takım ve yaşam kesitinin uzaklaşıp yoluna devam etmek için 4 dakikası var. Open Subtitles الطاقم والقسم الحي له أربع دقائق للإخلاء والشروع في رحلة العودة
    Hayır. Ben bir alternatifi olacağından şüphe ettim ve yaşam bunu sadece yapmak için bilinçsizce denemiş. bilinçsizce denemiş. TED لذلك أعتقد فعلا أنه يوجد بديل وأن الحياة تقضي في الواقع على نفسها بنفسها -- ليس بصفة واعية ولكن لأنها فقط تقوم بذلك.
    İş ve yaşam koşulları birlikte önlenebilir ölümlerin %60'ından sorumludur. TED جميعها، ظروف المعيشة والعمل تشكّل ما نسبته 60 بالمائة من حالات الوفاة التي يمكن تجنبها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus