| Ve bu arada izin verin birşey söyleyeyim " Vegas'ta olan Vegas'ta kalır". | Open Subtitles | واسمحوا لي أن أقول لك شيئا. ماذا يحدث في فيغاس يظل في لاس. |
| Aslına bakarsan biz de Vegas'ta evlenip anneni davet etmemiştik. | Open Subtitles | أتعلم, لنكن عادلين فقد أقمنا زفافنا في فيغاس ولم ندعوها |
| Geçen yıl Las Vegas'ta da müzikli bir gösteriye çıktım. | Open Subtitles | و عملت في معرض الكتاب الموسيقي العام الماضي في فيجاس |
| Eğer Vegas'ta evlenirsen, sadece Vegas'ta evli olursun. | Open Subtitles | اذا تزوجت في فيجاس, فتكو متزوج فقط في فيجاس. |
| Çok iyiydi. Bunu Vegas'ta yapan birini bir aralar görmüştüm. | Open Subtitles | هذا رائع لقد رأيت شخصاً يفعل ذلك مره فى فيجاس |
| Belki General Alexander da benim gibi o gün Las Vegas'ta 12 bin sabıkalı görmüyordu. | TED | وربما كان الجنرال ألكسندر مثلي يومها، لا يرى أمامه 12000 مجرما في لاس فيجاس. |
| Üçüncü eski Bayan Rossi ile Las Vegas'ta bir kilisede evlendim. | Open Subtitles | لقد تزوجت بالثالثة سيدة روسي،سابقا في كنيسة صغيرة في لاس فيغاس. |
| Artık neredeyse çok ünlü oluyorum. Ama sen Vegas'ta mutlu değildin. | Open Subtitles | أنا في أوج نجاحي الآن مع ذلك لم تكوني سعيدة عندما كنا في فيغاس |
| - İnsanları hoş tutmayı bilirdi. Vegas'ta en önemli şey buydu. | Open Subtitles | كانت تعرف كيف تعتني بالناس , وهذا "ما يحدث في "فيغاس |
| O yüzden ben gelmeden önce Vegas'ta organize sokak suçu diye bir şey yoktu. | Open Subtitles | لهذا توجد منظمات إجرامية في فيغاس قبل مجيئي لهنا |
| Yıllar boyunca bu işten hep para kazandı. Vegas'ta Leaning Tower'ı açmıştı. Çok popüler bir mekandı. | Open Subtitles | كان دائماً يربح منها ,في فيغاس كان يملك مطعم البرج المائل ,وكان مطعماً مشهوراً |
| Vegas'ta çalışamayacaksam, nereye giderdim? | Open Subtitles | كانت اتهامات بالمقامرة الغير مشروعه إذا لم أستطع العمل في فيغاس,فأين سأذهب؟ |
| Las Vegas'ta gece yapabilecek bir şeyler bulabilir misin? | Open Subtitles | هل تظن انه يمكن ان نجد شيء لنفعله في فيغاس لليلة واحدة؟ |
| Adı Joanne Raphelson, 36 yaşında. Eskiden Vegas'ta showgirlmüş. | Open Subtitles | اسمها , جوان رافيلسون فتاة استعراض سابقة في فيجاس 36 عاما |
| Vegas'ta arayabileceğim bir adam var ama bunu yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | هناك رجل يمكنني مهاتفتة في فيجاس ولكني لا أريد فعل هذا |
| Vegas'ta, baştan başlaması için ona para verebilecek insanlar tanıdığını söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها تعرف بعض الناس في فيجاس الذين سيساعدوها علي البدء مجدداً |
| Vegas'ta arayabileceğim bir adam var ama bunu yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | هناك رجل يمكنني مهاتفتة في فيجاس ولكني لا أريد فعل هذا |
| Güzel hikaye, Felix. Anneyle baba Las Vegas'ta, ben değilim. | Open Subtitles | أن هذه قصه لطيفه للغايه فى الحقيقه يا فيليكس لكن أبى وأمى فى فيجاس أما أنا فلا |
| Michael, Lois'e Vegas'ta hiçbir şey olmadığını söyle. | Open Subtitles | ماكل, فقط أخبر لويس أنه لم يحدث شىء فى فيجاس |
| 6 yaşında burada, Las Vegas'ta öldürülmüş. | Open Subtitles | لقد قتل هنا في لاس فيجاس عندما كان عمره 6 سنوات |
| Benim fikrim, Stacey'nin Sevgililer Günü'nde Las Vegas'ta hızlı randevu etkinliğine katılmasıydı. | TED | كانت فكرتي أن تجرب ستاسي نظام التعارف السريع يوم عيد الحب في لاس فيغاس. |
| Las Vegas'ta daha bitmemiş bir işim var. | Open Subtitles | إضطررت للتوقف فى لاس فيجاس فقد كان لى هناك عمل لم ينجز تماما |
| Bunu sorduğun da, Vegas'ta barda kucağında bir kadınla oturan sevgilisine sürpriz yapmak isteyen aptal kız. | Open Subtitles | أنت تسألين الحمقاء التي فكرت أن مفاجئة صديقها كثير السفر ومحب النساء فكرة جيدة في حانة ب"لاس فيغاس". |