| - Sana onca parayı... bildiğinden emin oldukları sorular için mi verdiler? | Open Subtitles | أعطوك كلّ تلك النقود لتجيب على اسئلةٍ يعلمون أنّك تعرف إجاباتها ؟ |
| Haftalarca aç bıraktılar, zamanı gelinceye kadar madende bıraktılar ve sonra kokuyu verdiler. | Open Subtitles | لقد تم تجويعه لأسابيع و تم الإحتفاظ به فى المنجم حتى يحين الوقت ثم أعطوه الرائحة |
| Sonra çobana hayvanat Lion House hayvanat bahçesinde iş verdiler. | Open Subtitles | وبعد ذلك أعطوا الرجل العمل فى منزل الأسد بحديقة الحيوان |
| Ofisten bana iki bilet verdiler. | Open Subtitles | عرض لبوب رولر لقد منحوني تذكرتين في المكتب |
| Ama anlaşmalarımızın temeline göre, bize bir güven kredisi verdiler. | TED | لكنهم بناءا على المواقف, قاموا بالقفزة الإيمانية اللازمة لفعل ذلك. |
| Aynı zamanda, orada, köyde çalışayan küçük bir grup vardı, ona 65 dolarlık borç verdiler. | TED | ذاك الوقت، كان هناك مجموعة إقراض تمنح القروض الصغيرة في القرية والذين أعطوها قرضا بقيمة 65 دولار. |
| Bilmiyorum. Onu sakin tutması için bir sürü ilaç verdiler. | Open Subtitles | لا أعرف , لقد أعطوني الكثير من الأشياء لتبقيها هادئة |
| Bu ivmeli genişlemenin nedenine bir isim verdiler: Karanlık enerji, dediler. | TED | لقد أطلقوا على سبب هذا التّوسع المتسارع إسما، وهو: الطاقة المظلمة. |
| Bana biraz demir ve vitamin verdiler. Lance'le işler nasıl gitti? | Open Subtitles | لذا اعطوني بعض الحديد والفيتامينات كيف كان حديثك مع لانس ؟ |
| 500 miligramlık olanlardan mı yoksa 750 miligramlık olanlardan mı verdiler? | Open Subtitles | هـل أعطوك حبـات 500 ميلي غرام أم حبـات الـ 750 ؟ |
| Ordudan başkasına yaramayacağın için seni bize verdiler. | Open Subtitles | لقد أعطوك لنا لأنك لا تصلح لأحد ماعدا الملكه و الرقيب ماكسفيلد |
| Denver'de size bilgi verdiler mi iş konusunda? | Open Subtitles | هل أعطوك أى فكره فى دينفر حول عملك بالوظيفه؟ |
| Biliyor musunuz, 6 ay önce Broadway'de çok ender verilen bir ödülü bu adama verdiler. | Open Subtitles | أعطوه أعظم تشريف يمكن للمرء أن يحصل عليه في منطقة برودواي؟ |
| Sizin de yapacağınız gibi adama antibiyotik verip yatak istirahatı verdiler. | Open Subtitles | جعلوه يرتاح بالفراش و أعطوه مضادات حيوية مثلما كنتم لتفعلون |
| Evet,12 maymuna bir haftalığına daktilo verdiler, ve bu bir hafta sonunda, daktiloyu sadece tuvalet olarak kullanmışlardı. | TED | نعم، أعطوا 12 قردا آلة كاتبة لأسبوع، وبعد أسبوع، استعملوها فقط كمرحاض. |
| Bir baharat fabrikasıyla anlaşıyorlar bu yüzden... bize biraz izin verdiler... | Open Subtitles | في الحقيقة المصنع منحوني. عطلة صغيرة كعطلة الصيف؟ |
| Onları beslediler, ev verdiler, yaşamaya değer kılacak bir amaç verdiler. | Open Subtitles | قاموا بإطعامهن، إيوائهن، منحهن حياة تستحق عيشها، شيء من هذا القبيل |
| Ona yanlış anestezi verdiler - bu koşullar nedeniyle. | Open Subtitles | لقد أعطوها مخدرا خاطئاً فى ظل الظروف المحيطة بها |
| Ama bu sefer oraya gelmem için gereken aracı verdiler. | Open Subtitles | ماعدا في الحقيقة لقد أعطوني العجلات لأقود هناك هذه المره |
| Herhalde adamın ayağı kaydı, yahut parkta uyuyordu ve bir kaç genç geldi ve onu vurup, sonra da ateşe verdiler. | Open Subtitles | اخمن أنه كان متشرد ينام في الحديقة بعض الصبية كانوا بالجوار، أطلقوا عليه وبعدها أشعلوا فيه الحريق |
| Bana yine hintyağı verdiler, ama anlasınlar artık neredeyse 20 yıldan sonra alıştım buna, etkisi olmuyor." | Open Subtitles | اعطوني زيت خروع مرة أخرى ولكن من المفروض أن يلاحظوا بعد حوالي 20 عاما أعتدت عليه , لم يعد يؤثر في ّ |
| Şerifin tekrar seçilebilmesi için adam başı 5000 dolar verdiler. | Open Subtitles | دفعوا 5,000 دولار لكل واحد من أجل إعادة إنتخاب مدير الشرطة. |
| çocuklarına izin vermeyen aileler var. Ailenin diğer kısmı, kendileri bizzat katılmadılar çünkü öne çıkardığım bu geçmişle ilişkilendirilmek istemediler ama giysilerini verdiler. | TED | قسم آخر من العائلة قدموا ملابسهم عوضاً عن حضورهم، لأنهم لا يريدون أن يكونوا معروفين بالماضي الذي كنت أسلط الضوء عليه. |
| Ne bileyim, bir krallık tacı verdiler kendisine. | Open Subtitles | لقد عرضوا عليه تاجاً، وعندما عُرض عليه ذلك، |
| İnsanları çılgına çevirecek karmaşık mesajlar verdiler. | Open Subtitles | .وبعدئذ يعودون بها إلى البرتقالى أعتقد،أنهم.. أنهم يعطون هذا الخليط من الرسائل |
| Eve girmeme izin verdiler acil durum birikimimizi buldum, Tanrıya Şükür. | Open Subtitles | سمحوا لي بدخول المنزل، ولقد وجدتُ أموال حالاتنا الطارئة، حمداً للرب. |
| Kulüpten bana tüm dolapları açan bir anahtar verdiler. | Open Subtitles | أعطاني النادي الصلاحية لفتح جميع الخزنات |