"vermenizi" - Traduction Turc en Arabe

• تعطوا
• تعطوه
• تعطونا
• تعطوني
• تعده
• تمنحني
• أن المرجو إعطاء لي
• أن تتغلّب

Size parayı fakirlere vermenizi söyledim.
قلتُ لكم أن تعطوا مال للفقراء.

Size "physostigmine" ilacını vermenizi söylediler.
قالوا أنه يجب أن تعطوه مخدر يدعى 'فيزوستيغمين' الآن

Ve biz sizlerden bizlere biraz control vermenizi istiyoruz ki, böylece neyin geçiğ neyin geçmediğinin kararını biz verebilelim.
ونحتاج أن تعطونا بعض التحكم، حتى يمكننا تحديد ما يعبر وما لا يعبر.

Peki. Ve bana şu Jumper'larınızdan bir tane vermenizi istiyorum.
وأريد منكم أن تعطوني واحد من هذه القوافز

Babasına ilişkilerinden bahsetmeyeceğinize söz vermenizi istiyor.
يريدك أن تعده بألّا تخبر والدها أنّهما عشيقان

Bana bir şans vermenizi istiyorum. Böylece bu iş kızışmaz.
أنا أطلب منك أن تمنحني أنا فرصة لكيلا يتصاعد هذا الموقف.

Biliyorum işleri berbat ettim ama gerçekten bunun üstesinden gelmem gerekiyor beni affetmenizi ve arkadaşlarımı özgür bırakacak gücü vermenizi istiyorum.
أعرف حقا لقد افسدت الامور... ... ولكن أنا فعلا بحاجة ليأتي من خلال على هذا واحد... ... وأنا أريد أن أطلب منك أن المرجو إعطاء لي القوة للافراج عن أصدقائي.

Oraya gitmenizi ve Çarli birliğine destek vermenizi istiyorum!
أريدك أن تتغلّب عليهم هناك وتعزّز سرية تشارلي هناك!

Bir sene önce tam da bugün dedeniz için hediye almadığınızda ve dedeniz çok üzüldüğünde size tüm aile üyeleriyle söyleyişi yapıp videoya çekmenizi ve hediye olarak vermenizi önermiştim ya hani?
... هل تـتذكرون هذا اليوم بالضبط قبل عام .. عندمـا لم تعطوا جدكم أيَ هدية . وجعله ذلك حزينًا ؟

Evet, hanımlar beyler. İsa, sizden Ned'e on dolar daha vermenizi emrediyor.
نعم ، قوى السماء تأمركم أن تعطوا (نيد) 10 دولارات إضافية

Ve bağış vermenizi hatırlatıyoruz.
وتذكروا ان تعطوا اسهاماتكم

Evet, aynen. Sizden O'na bütün dikkatinizi... vermenizi istiyorum.
نعم , حسناً , إذن أريد منكم أن تعطوه

Evet, aynen. Sizden O'na bütün dikkatinizi... vermenizi istiyorum.
نعم, حسناً, إذن أريد منكم أن تعطوه

Eğer ondan önce ölürsem, kalbimi ona vermenizi istiyorum.
-أرجوك إن متُّ قبله أريدكم أن تعطوه قلبي

Sizden sadece söz vermenizi istiyoruz.
إننا نطلب منكم فقط أن تعطونا وعداً

Kalıplarınızı bize vermenizi teklif ediyorum.
أقترح بأن تعطونا ما لديكم من .القوالب

Sadece hiç yaşayamadığım o çocukluğumu yaşama şansını vermenizi istiyorum.
كل ما اطلبه هو ان تعطوني الفرصة التي لم احظ بها في طفولتي

Bana 10 dakika vermenizi istiyorum, 10 dakika.
أريد منكم أن تعطوني 10 دقائق، 10 دقائق

Hitler, bu sözü vermenizi mi istedi?
هل جعلك هتلر تعده بذلك؟ لكن لماذا؟

Bu sözü vermenizi o mu istedi?
هل جعلك هتلر تعده بذلك؟

İşimi geri vermenizi sizden rica ediyorum.
أنا أطلب منك أن تمنحني وظيفتي مجددا

Sizin tehdit olarak gördüğünüz kişileri takip ediyorsam sizden de benim tehdit olarak gördüğüm kişileri takip etmek için elimdeki bütün kaynakları kullanmama izin vermenizi isterim.
إن كنت سألاحق العناصر التي تعتبرها مصدر تهديد... فأطلب بتواضع أن تمنحني كافّة الصلاحيات والنفوذ... لمُلاحقة الجماعات التي أراها مصدر تهديد مُباشر.