| T-şört şirketi hakkında da bunu söyledin. vitaminler hakkında da. | Open Subtitles | هذا نفس الذي قلته بخصوص شركة القمصان وشركة صناعة الفيتامينات |
| Saf protein mineraller, vitaminler... | Open Subtitles | بروتين صافي المعادن، الفيتامينات الرجل يجب أن يعتني بنفسه |
| Bu, çizgi film karakterleri gibi olan vitaminler yüzünden. | Open Subtitles | هذه هى نتيجة الفيتامينات التى يصنعوها على شكل شخصيات كرتونية |
| Dünyanın en iyi eczacılık firmaları vücut geliştirici vitaminler ve kimyaya dayalı maddeler üretiyorlar. | Open Subtitles | البعض مِنْ العالمِ الأجودِ شركات صيدلية معادن كمالِ أجسام صنعِ، فيتامينات , مواد كيمياوية كُلّ مستندة على الكيمياءِ، |
| Muzluyu da ye, baba. Sadece gereksiz vitaminler. | Open Subtitles | كل ماحول الموزة ياأبي فهي مجرد فيتامينات عديمة الجدوى |
| Dünyanın en iyi eczacılık firmaları vücut geliştirici vitaminler ve kimyaya dayalı maddeler üretiyorlar. | Open Subtitles | البعض مِنْ العالمِ الأجودِ شركات صيدلية معادن كمالِ أجسام صنعِ، فيتامينات , مواد كيمياوية كُلّ مستندة على الكيمياءِ، |
| Yediğim yemekler ve vitaminler yüzünden sandım. | Open Subtitles | ولكني اعتبرت الأمر جزءً من برنامج الغذاء الجيد والفيتامينات |
| Yoğun, hareketli günü atlatmanız için gereken bütün vitaminler içindedir. | Open Subtitles | يحتوي على جميع الفيتامينات الضرورية لإعطائك النشاط الذي تحتاج لقضاء يومك الحافل بالحيوية. |
| Bu arada yüksek miktarda havuç yiyip kuvvetli vitaminler mi alıyorsun? | Open Subtitles | بالمناسبة، أتتناول كمية ضخمة من الجزر و الفيتامينات بجرعات كبيرة؟ |
| vitaminler, yorgunluğa, bulantıya ve regl oluşunuzu durdurmaz. | Open Subtitles | الفيتامينات لا تسبّب إعياء، غثيان وتعليق دورتك الحيضية |
| İnsanlar vitamin aldığında, vitaminler özellikle iyileşme sağlamaz onlar vücudun bunu yapmasına olanak verir, vücudun kendini iyileştirmesine. | Open Subtitles | عندما يأخذ الناس الفيتامينات لا تقوم الفيتامينات تحديداً بذلك هي تمكّن الجسد من القيام بذلك هي تمكّن الجد من شفاء نفسه. |
| O kremlerle vitaminler olmadan tekrar menopoza gireceğim. | Open Subtitles | من دون هذه الفيتامينات والرقع ستصيبني أعراض سن اليأس |
| İhtiyacı olan bazı vitaminler var, bulabilirseniz tabii. | Open Subtitles | و بعض من الفيتامينات , إذا كان بإمكانك العثور عليها |
| Beslenme için. - Biliyorsunuz, vitaminler ve ek besinler. | Open Subtitles | للغذاء, تعرفون, الفيتامينات و المكملات الغذائية |
| Gerçek A sınıfı yiyecek maddeleri- Protein, vitaminler... bağışıklık yaratan ilaveler. | Open Subtitles | درجة غذائيه عاليه, بروتين, فيتامينات ملاحق تلقيح |
| Suda eriyen vitaminler alıyorsun çünkü hapları yutamıyorsun. | Open Subtitles | تستعملين فيتامينات داعمة لأنكِ لاتستطيعين ابتلاع الحبوب |
| Doktor viziteleri, vitaminler ve doğurunca, yeni kıyafetler buna eklenecek. | Open Subtitles | وسيكون هناك المزيد من زيارات الطبيب فيتامينات وملابس جديده لاني سأسمن |
| Doğum öncesi vitaminler laf olsun diye değil. Onları al. | Open Subtitles | فيتامينات ما قبل الولادة ليست خدعه , تناوليهم |
| Açıkçası, alkol almayacaksın.. Prenatal vitaminler. Folik asit lazım. | Open Subtitles | من الواضح , لاتشربين الكحول وأخذي فيتامينات ماقبل الولادة وحمض الفوليك |
| İçinde 8 bitki, vitaminler ve antioksidanlar var. | Open Subtitles | مكوّن من ثمانية أعشاب و فيتامينات ومواد مضادّة للأكسدة |
| Yediğim yemekler ve vitaminler yüzünden sandım. | Open Subtitles | ولكني اعتبرت الأمر جزءً من برنامج الغذاء الجيد والفيتامينات |
| Bizim yaşımızdaki kadınlar vitaminler konusunda dalga geçmez. | Open Subtitles | المرأة في سننا لا يجب أن تستهتر بالفيتامينات |
| -Benim beslenme düzenim hakkında endişeleniyor. Bana vitaminler alıyor - Bunların hepsini ben de yapıyorum, Eric. | Open Subtitles | دائما قلقة ومهتمه بنظامي الغذائي أنا ايضا , اريك |