| Bildiğiniz gibi Bayan Vogler aktrist ve Electra'yı oynuyordu. | Open Subtitles | السيدة فوجلر ممثلة، كما تتعرفين، وكانت تؤدي دورًا في مسرحية إليكترا وفي منتصف المسرحية |
| Bayan Vogler ve Alma yaz sonu doktorun yazlık evine taşınırlar. | Open Subtitles | في أواخر الصيف انتقلت السيدة فوجلر وألما الى بيت الطبيبة |
| Hayır mı? O halde Bayan Vogler'in yanına gidin. | Open Subtitles | إذًا يمكنك الدخول إلى السيدة فوجلر |
| Böylesi şeyleri anlamıyorum, Bayan Vogler. | Open Subtitles | أنا لا أفهم أشياء كهذه سيدة فوجلر |
| Afedersiniz. Sizi Brian Vogler ile tanıştırabilir miyim? | Open Subtitles | أستميحكم العذر , أقدم لكما براين فولجر |
| İyi geceler, Bayan Vogler. | Open Subtitles | ليلة سعيدة سيدة فوجلر نومًا هنيئًا |
| - Fremaut Muhasebe'den Chris Vogler'a ulaştım. | Open Subtitles | معي "كريس فوجلر" المحاسب طلب أن أوصلك به |
| Günaydın Bayan Vogler. | Open Subtitles | مرحبًا، سيدة فوجلر |
| Elisabet Vogler değilim ben.. | Open Subtitles | أنا لست إليزابيث فوجلر |
| Elisabet Vogler sensin. | Open Subtitles | أنتِ إليزابيث فوجلر |
| Seni tekrar büroda gördüğümüze sevindik. Vogler seni bulmuş galiba. | Open Subtitles | تسعدني رؤيتك ثانيةً بالمكتب أفترض أن (فوجلر) وجدك؟ |
| Vogler'ın tek istediği klinik deneyler yapmak. | Open Subtitles | اسمع، (فوجلر) لا يهتم سوى بالتجارب الطبية |
| Hem de Vogler'ın verdiği para. O parayla birkaç jet veya beysbol takımı alabilirdi. | Open Subtitles | الأموال التي أعطاها لنا (فوجلر) كان يمكن أن يشتري بها طائرات أو فريق بيسبول |
| Yeni genel müdürümüz Edward Vogler'a merhaba diyelim. | Open Subtitles | أرجوكم رحبوا برئيس الهيئة الجديد (إدوارد فوجلر) |
| Şimdi tepemizde Vogler var. Hatalar işlere bile mal oluyor. | Open Subtitles | أما الآن فلدينا (فوجلر) الأخطاء تؤدي لفقدان الوظائف |
| Sadece uğrayıp kendimi tanıtmak istedim. Edward Vogler. Yeni genel müdürüm. | Open Subtitles | أردت فقط أن أمر و أقدم نفسي أنا (إدوارد فوجلر)، مدير الهيئة الجديد |
| Evet. Bunun için bahane arıyordum. Neyse ki Vogler geldi. | Open Subtitles | نعم، أنتظر فقط حجة حمداً لله أن (فوجلر) أتى |
| Vogler "hasta kabulü", hasta kabul adalet bakanlığını aradı. Bakanlık onu götürdü. | Open Subtitles | اتصل (فوجلر) بهيئة تسجيل المرضى فاتصلوا بوزارة العدل فجاءوا و أخذوه |
| -Biri Vogler'a nakil komitesine yalan söylediğimi anlatmış. | Open Subtitles | -هناك من أخبر (فوجلر) أنني كذبت على لجنة زراعة الأعضاء |
| Colson Vogler'i temasıyla bir görüşme ayarlamaya ve telsiz kullanmaya ikna etti. | Open Subtitles | لذ " كولسن " قام بإقناع " فولجر " أن يرتب إجتماع , معهم ويضع أجهزة تنصت |
| - Vogler ve Monk. | Open Subtitles | (فوغلر) و (مونك) |