| Voight'in mıntıkasında çalışan bir arkadaşım görgü tanıklarının beyanlarında bir şey olmadığını söyledi. | Open Subtitles | صديقي الذي يعمل في منطقة فويت قال أن لا شيء جاء في روايات الشهود |
| Baban birkaç kokteil içmişti ve Voight'in kirli polis olduğuna dair yorumlar yapmaya başlamıştı. | Open Subtitles | أبوك أخذ مشروبًا وبدأ بإطلاق بعض التعليقات حول أن فويت شرطي فاسد |
| Bundan dolayı Voight'in davasında bir değişiklik olmayacak, değil mi? | Open Subtitles | ذلك لن يعمل أي إختلاف في الشروط بقضية (فويت)، صحيح؟ |
| Ben gidip Voight'in mahallesindeki adamları tekrar sorgulayayım. | Open Subtitles | أظن أني سأفحص من جديد مداخل حي فويت |
| Sen Jon Voight'in arabasını kullandığını insanlara söylemek için bu arabayı aldın. | Open Subtitles | تعجبك فكرة أن تخبر الناس بأنك تقود سيارة (جون فويت). |
| Ailem seyahate gittiğinde Voight'in vaftiz kızı olarak yanında kaldım. | Open Subtitles | ابنة (فويت) بالمعمودية بقيت معه ابنة بالمعمودية: هي التي يرعاها شخص من كل النواحي لذلك يشبه بالأب لها |
| Voight'in dün gece tutuklanması konusunu kimse konuşmayacak mı? | Open Subtitles | لا أحد يتحدثُ عن حقيقة أن (فويت) أعتقل الليلة الماضية؟ |
| Voight'in yaptığı tüm o tutuklamarı yaptım mı? | Open Subtitles | هل أقوم بالقبض كالعدد الذي يقبض عليهم (فويت)؟ |
| Voight'in Myrtle Plajı'nda evi var. | Open Subtitles | (فويت) حصل على مسكن في ميرتشل بيتش. |
| Dostum Justin Voight'in nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم من هو (جاستن فويت)؟ من السائل؟ |
| Topu topu bir dosyayı Voight'in üzerine yıkacaktın. | Open Subtitles | (من المفترض ان تعمل على قضية (فويت |
| Son göründüklerinde Jimmy ve Voight'in ekibine giriyorlardı. | Open Subtitles | اخر مره شوهد فيها (مع (جيمي) و (فويت |
| Voight'in ofisinde bize katıl. | Open Subtitles | اتبعني لمكتب (فويت) |