| Çete kabulü sırasında, 14 yaşında biri onu vurup öldürdü. | TED | وفي حفلٍ لقبول عضو جديد في العصابة، قام غلامٌ في سن 14 عام بإطلاق النار عليه وقتله. |
| Madem gömüyorsunuz, alnından vurup.. | Open Subtitles | اذا كنت تريد دفنة كان يجب ان تطلق النار علية وتتأكد انة يبقي مدفون |
| Beni kafamdan vurup kalbimden bıçaklayacağını söyledi, sırf ilişkiyi bitirmek istediğim için. | TED | اخبرنى بانه سيطلق النار على راسى و يطعنى في قلبي ببساطة لأنى أردت إنهاء علاقتنا المتسلطة |
| Bana ateş ettikten sonra onu vurup vurmamak size kalmış. | Open Subtitles | بعد أن يطلق النار... الخيار لكم بأن تقتلوه أو لا |
| Güzel bir bayan böylesine özel bir parti planlıyorken, farketmeden bana vurup dışarı sürüklemen gerekir. | Open Subtitles | إمرأة جميلة تخطط لحفلة خاصة كهذه عليها أن تضربني وتفقدني الوعي كي تسحبني للخارج |
| Kız kardeşim duvara vurup: "Kes sesini, şarkı söyleyemiyorsun. | Open Subtitles | اختي كانت تطرق الجدار وتقول اذهب الى النوم لقد كان هنا نوعا ما حيث بداء الحلم |
| Hey, onun yerine bana kocaman bir çekiçle vurup, bilincimi kaybetmeme ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن أن تقومي بضربي فالسكروب بوجهي فيُغمى علي؟ |
| Fairview detektif polisi, vurup kaçan bir araba tarafından öldürüldü, değil mi? | Open Subtitles | محقق بأوسمة في فيرفيو قتل في حادث صدم و هرب أليس كذلك؟ |
| Umarım Kızılderililer'e mısır takası için silah verdikleri ve daha sonrasında Kızılderililer'in onları vurup mısırları geri aldığı zamanıda gösterir. | Open Subtitles | آمل أنهم يروننا مشهد مقايضة البنادق مع الهنود مقابل الذرة ثم الهنود أطلقوا النار عليهم واستعادوا الذرة |
| Arabayla vurup kaçma olayımız, tüfekle vurup sıvışmaya dönüştü. | Open Subtitles | حادثة الصدم و الفرار أصبحت حادثة إطلاق و هروب. |
| -Savcılık ciddi. McCall adında bir adam bir motosiklet için komşusunu vurup öldürmüş. | Open Subtitles | شاب اسمه ماكول اطلق النار وقتل وجاره من اجل دراجة نارية |
| Ben o polisi vurup rozetini çalan adamım. | Open Subtitles | الرجل الذي أرداه وسرق شارته. |
| Üzerinde çalışacağım ve iraden birliğe katılmaya yetecek kadar güçlenene dek sana vurup duracağım. | Open Subtitles | سأقوم بتأهيلك. وسأقوم بضربك حتى تصبح إرادتك قوية بما يكفي لتليق بالإنضمام إلى الإتحاد. |
| Tıpkı bir vurup kaçma olayında aracı saklamaya çalışmak gibi. - Evet. | Open Subtitles | نعم، مثل الكر والفر في محاولة لطمس معالم الجريمة. |
| Böylece onları bulup öldürüp, vurup yedikten sonra kendini bıçaklayasın diye mi, Dahmer? | Open Subtitles | لاجل ان تذهب وتجدها وان تقتلها وتضربه بالسلاح ومن ثم تأكلهم وتطعن نفسك؟ |
| Köpeği vurup duvara çivileyerek başlayabiliriz işe. | Open Subtitles | يمكننا أن نبدأ بإطلاق النار على الكلب و نثبته على الحائط. |
| O yüzden, önce vurup sonra soru soran tipte bir adamsan eğer en azından kafamı zamanında eğmem için bana da danışmanı istiyorum. | Open Subtitles | لذلك لو سوف تطلق النار اولا و تسال الاسئلة ,لاحقا لنوع من الرجال انا اريد على الاقل ان تستشرنى |
| Çocuklar, Tanrı sizi birinizi vurup öldüresiniz diye buraya koymadı. | Open Subtitles | أيها الشبان , لم يضعكما القدير هنا لتتقاتلا و تطلقا النار على بعضكما البعض |
| Görevden almaya çalıştığımız adamın 15 yaşındaki bir çocuğu herkesin önünde vurup kahraman olarak görülmesi çok eğlenceli bence. | Open Subtitles | أن الرجل الذي نسعى بكل جهد للإطاحة به يطلق النار على صبي في الخامسة عشرة أمام شهود، ومن ثم يحيّى كبطل |
| Sanki beni sürekli takip edip minik bir çekiçle hayalarıma vurup duruyor gibi. | Open Subtitles | لاتنفك عن اتباعي وكأنها تضربني على خصيتاي بمطرقة صغيرة |
| Ne yapabilirdik ki? Gidip kapısına vurup: | Open Subtitles | تطرق باب الرجل وتقول له "مرحباً رائحة منزلك نتنة"؟ |
| Niye kafama vurup duruyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا أيها الناس تستمرون بضربي على الرأس؟ |
| Bizim sorumlu ve disiplinli oğlumuz dün akşam bir arabaya vurup kaçmış. | Open Subtitles | أبننا المسئول و المهذب صدم سياره و هرب الليله الماضيه |
| Onlar onu kafasından vurup, oracıkta otoparkta ölüme terketmişler. | Open Subtitles | ..إنهم أطلقوا النار عليه وتركوه في موقف السيارات ليموت |
| vurup kaçma olayı için yeterince kanıtımız var. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي لتهمة الصدم و الفرار |