| yükümlülüklerim olduğunu anlıyorum ama burada da yükümlülüklerim var. | Open Subtitles | أنا فقط،أنا أفهم أنه لدي إلتزامات لكن لدي إلتزامات هنا أيضاً. |
| Benim yükümlülüklerim ve sadakatim var. | Open Subtitles | حسناً أنا لدي إلتزامات وإرتباطات. |
| Evli bir adamdım. yükümlülüklerim vardı. | Open Subtitles | كنتُ رجل متزوج كانت لدّي إلتزامات |
| - Aileme, babama karşı yükümlülüklerim vardı. | Open Subtitles | لديّ إلتزامات تجاه عائلتي و تجاه والدي |
| Sen, benim yükümlülüklerim ve benim desteğimi unuttun? | Open Subtitles | نسيت إلتزاماتي وتعاطفي؟ |
| Ayrıca bazı kişisel yükümlülüklerim var. | Open Subtitles | و لدي إلتزامات خاصة محددة. |
| Yerine getirmem gereken yükümlülüklerim var. | Open Subtitles | لدىّ ... لدىّ إلتزامات |