| Bir müddet sizle yürürüm ama sonra eve gideceğim. | Open Subtitles | سأمشي معكن قليلاً, و من ثم سأذهب إل المنزل |
| - O zaman yürürüm, tamam mı? | Open Subtitles | 38,882 أذن سأمشي , أوك ؟ في كعبك ؟ انهم رائعين |
| Sorun değil. Buradan kaldırıma kadar yürürüm. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام أستطيع أن أمشي بعيدا عن هذا القيد من هنا |
| Sorun değil. Buradan kaldırıma kadar yürürüm. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام أستطيع أن أمشي بعيدا عن هذا القيد من هنا |
| Haydi ama, bir sonraki kırmızı ışıkta otobüsü durdurursun kapıyı açarsın, ben çıkarım yolun kalanını yürürüm, normal bir evlat gibi gider babama sarılırım. | Open Subtitles | بربّك ، فقط أوقف الحافلة في التوقّف القادم، و افتح الباب و سأسير بقيّة الطريق وأعطي أبي عناقاً.. كإبن طبيعيّ. |
| Gündüz de yürürüm ve bana ilginç gözüken insanları takip ederim. | TED | أسير أثناء النهار وأتبع الناس الذين أعتقد أنهم يبدون مثيرين للأهتمام. |
| Hep çıplak ayak yürürüm, yine ayaklarım şişti. | Open Subtitles | أنا دائماً أمشى حافية والان تورمت قدماى |
| Üzerime bir şeyler alıp biraz yürürüm ya da arabayla gezerim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنني ألبس بعض الملابس و امشي أو اقود السيارة أو أي شيء |
| Hayır, eve yürürüm, sağ ol. | Open Subtitles | لا . سأمشي معه للبيت كل شيء بخير |
| yürürüm ya da otobüse binerim. | Open Subtitles | لا أدري، سأمشي أو أركب الحافلة |
| yürürüm, iyi göründüğümü söylersin. | Open Subtitles | سأمشي إلى هنا، تخبرني أن أبدو جميلة |
| Pekala, Seninle eve yürürüm! | Open Subtitles | لا بأس سأمشي معك للبيت |
| Yıllardır bu yoldan yürürüm. | Open Subtitles | أنا كنت أمشي خلال هذا الطريق العديد من السنوات. |
| yürürüm, sorun değil ama sen araba kullanamazsın. | Open Subtitles | لا أمانع أن أمشي لكنك لا تستطيع قيادة السيارة |
| Seninle bu arabada bir saniye daha geçirmektense yürürüm daha iyi. | Open Subtitles | أفضل أن أمشي طوال الليل على أن أقضى لحظة أخرى |
| Adama doğru yürürüm, göz temasından kaçınırım yana doğru bir adım atıp adamın gözlerine bakarım ve ardından giderim. | Open Subtitles | سأسير تجاه الشخص وأتجنب الاتصال بالعين، وأخطو للجانب وأنظز له في عيناه وبعدها أرحل |
| - Gerek yok. Yakın zaten, yürürüm. | Open Subtitles | -لا، لا عليكِ، إنه قريب، سأسير |
| Ya Tombstone sokaklarında tek başıma yürürüm, ya da beni bir yere kapatırlar. | Open Subtitles | أنا إما أن أُحبَس في غرفة أو أسير وحيدة في شوارع تومب ستون |
| Neyse yürürüm. Arabadan inip yürürüm. | Open Subtitles | لا تهتم سوف أمشى سوف أخرج و أمشى |
| Peki , o zaman beni sahilde bırakırsın ya da neresi olursa, oradan kasabaya yürürüm. | Open Subtitles | حسنا، أنزلني على الشاطئ وسوف امشي حتى أصل لتلك المدينة |
| Beni bilirsin. Hep doğru yolda yürürüm. | Open Subtitles | انت تعرفنى , انا اسير فى خط مستقيم |
| Yerdeki çatlaklara basmam ve bazen geri, geri yürürüm ve herkes beni engelleyebilecek birer metafor gibi görünür gözüme. | Open Subtitles | لا أدوس أبداً على الشقوق وفي بعض الأحيان أتمشى للوراء، وكل شخص أراه يصبح مجازاً للأشياء التي قد توقفني. |
| O zaman ben de yürürüm. | Open Subtitles | في هذه الحالة، سأذهب مشيا |
| - Eğer gerekirse çıkar yürürüm. | Open Subtitles | سأنزل و أذهب مشياً إذا أضطررتُ لذلك |
| İşten eve gelirim ve lobi boyunca yürürüm, ve yeterince şanslı olduğum günlerde, bu asansörde 10 saniyeyi seninle geçiririm. | Open Subtitles | أعود للمنزل من العمل وأمشي خلال هذا اللوبي وفي الأيام التي أكون فيها محظوظاً أقضي ثواني في هذا المصعد معك |
| -Aç değilim. Okula kadar yürürüm. | Open Subtitles | -أننى لست جائعاً ويمكننى أن أذهب سيراً ألى المدرسه |
| Ve bende yürürüm. | Open Subtitles | وأنا أيضاً سَأَمْشي. |