| Onu çıkardığın yürüyüşleri özlediğini biliyorum. | Open Subtitles | لقد أصبح أكبر عمرا أعرف أنه يفتقد النزهات التي كنت تصطحبه فيها |
| Balık burcuyum, Tampa'da büyüdüm ve parkta uzun yürüyüşleri severim. | Open Subtitles | لقد نشأت في تامبا واحب النزهات الطويلة بالحديقة |
| Belki yürüyüşe çıkmıştır. Bubbie uzun yürüyüşleri her zaman sevmiştir. | Open Subtitles | ربما تتنزه، لطالما أحبت النزهات |
| 1944 kışında, ölüm yürüyüşleri adı verilen mahkûmların batıya gönderilmesine yardım ettiniz mi? | Open Subtitles | ثم ساعدت في نقل السجناء الغربيين في شتاء 1944 في ما يسمى مسيرات الموت؟ |
| 1944 kışında, ölüm yürüyüşleri adı verilen mahkûmların batıya gönderilmesine yardım ettiniz mi? | Open Subtitles | ثم ساعدت في نقل السجناء الغربيين في شتاء 1944 في ما يسمى مسيرات الموت؟ |
| Hafta sonu protesto yürüyüşleri yapılacak. | Open Subtitles | هناك مسيرات احتجاح مرتّب لها في عطلة نهاية هذا الأسبوع |
| Uzun yürüyüşleri severim. Su birikintisine girip çıkmayı severim. | Open Subtitles | فأنا أحبّ النزهات الطويلة، أحبّ البرك... |
| Şu meşhur doğa yürüyüşleri bana göre değil. | Open Subtitles | النزهات في الغابة لا تناسبني |
| Dünyanın her yerinde Kadın yürüyüşleri yapıldı. | TED | لديهم مسيرات نساء حول العالم. |