| Dinle, bu yoldan yürüyelim ve ana yola çıkalım, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، دعنا فقط نمشي بهذا الطريق ونبتعد عن الطريق الرئيسي، حسنا؟ |
| Hem yürüyelim, hem konuşalım. çünkü yaşayacaksan geç kalmak istemezsin. | Open Subtitles | هل بالامكان أن نمشي ونتكلم ؟ ففي حالة أنك مازلت حيا ، لا أريد أن نتأخر |
| Öyleyse ilk kar yağışında Doldam caddesinde yürüyelim. | Open Subtitles | إذن لنتمشى في شارع دولدام أثناء أول تساقط للثلج |
| Meryton'a yürüyelim mi? | Open Subtitles | هل لنا جميع بان نتمشى الى ميرايتون؟ |
| Şu korsanları kiralayalım ve dosdoğru Brundusium'a yürüyelim! | Open Subtitles | لنستأجر أولئك القراصنة ثم نسير مباشرة إلى برنديزي |
| Biraz yürüyelim mi aslan? | Open Subtitles | أهلا بك هيا بنا لنمشي قليلا ايها الرياضي |
| Daire çizmek zorunda mıyız, yoksa parkın etrafında yürüyelim mi? | Open Subtitles | هل يلزم أن نمشي في الدائرة، أو يُمكننا المشي حواليّ الحديقة؟ |
| Neden beni bekliyorsun? Ayrı ayrı yürüyelim demedin mi? | Open Subtitles | لماذا انت تنتظرني عندما قلت لي ان نمشي بشكل منفصل ؟ |
| Peki, tamam, hadi kaldırımdan yürüyelim. | Open Subtitles | حسنا, دعينا نمشي علي الرصيف إذن |
| - Hadi gidip yürüyelim. - Burada olduğum için inanılmaz mutluyum. | Open Subtitles | لنذهب لنتمشى - أنا سعيد بشكل لا يصدق لوجودي هنا - |
| Biraz yürüyelim, kalbimiz çalışsın. | Open Subtitles | لنتمشى قليلا لضخ الدم من القلب. |
| Biraz yürüyelim. Bana sorduğun mağazayı göstereceğim. | Open Subtitles | لنتمشى سأريك المحل الذي تسأل عنه |
| Biraz yürüyelim... dillerimizi teskin için. | Open Subtitles | دعنا نتمشى حتى نستطيع أن نغير الحديث |
| Biraz yürüyelim. | Open Subtitles | أظن أننا يمكن أن نتمشى قليلاً. |
| Louvre'da aynı yolu bir kere daha yürüyelim böylelikle her şey yerini bulur. | Open Subtitles | نحن نسير في نفس الطريق إلى اللوفر كل مرة دعنا نفعل ذلك اليوم أيضًا حتى يكون كل شئ في محله |
| yürüyelim. Seninle burada oturmaktan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | لنمشي لا اشعر بالراحة حيال جلوسك هنا |
| Hadi çamların ve boş merhem tüplerin arasında yürüyelim.... ...ve sahip olduğun, bana vereceğin şeyleri konuşalım. | Open Subtitles | دعونا المشي بين أشجار الصنوبر وأنابيب فارغة من مرهم... ... والحديث عن أشياء كنت تملك وسوف تعطيني. |
| Olabildiğince hızlı geldim. Biraz yürüyelim. | Open Subtitles | لقد حضرت بسرعة دعنا نتمشي قليلا. |
| Tamam, zaman buluruz. Metroya kadar yürüyelim mi? | Open Subtitles | حسنا سنجد الوقت تريد أن امشي معك للقطار؟ |
| Burası hapsolmuş gibi hissettiriyor. Gel biraz yürüyelim. | Open Subtitles | تبدو انها ضيقة هنا هيا نخرج للتمشي |
| Biraz yürüyelim mi? | Open Subtitles | هل تريدين التمشي قليلا؟ |
| Bu gece kumsalda yürüyelim. | Open Subtitles | دعينا نتجول على الشاطئ الليلة |
| Kırlara çıkalım, çıplak ayaklarla çimenlerin üzerinde yürüyelim. | Open Subtitles | لنسير إلى الحقول ونخلع أحذيتنا، ونمشي فوق العشب ماذا؟ |
| O zaman öğleden sonra malikaneye yürüyelim, ne dersiniz? | Open Subtitles | إذا لماذا لا نمشى للدير بعد ظهر اليوم إذا كنت تريدين؟ |
| Hadi... millerce yürüyelim. | Open Subtitles | تعال. . دعنا نَتمشّى لمسافة أميال. |
| - Haydi biraz yürüyelim. - Hayır, ben... bugün çok fazla yürüdüm. | Open Subtitles | دعنا نتمشّى كلا, لقد مشيت كثيرا اليوم |