| Beyaz yüzlü siyah başlıklı maymun Rus salatası ve turşuyla birlikte. | Open Subtitles | إنه قرد اسود ذو وجه ابيض بلباس روسي ومخلل على الجانب |
| Cesareti diğer tüm tanrılara ilham veren sivilceli, cılız biri sayesinde güneş günlük yörüngesini izliyor ve tavşan yüzlü ay da beraberinde onu takip ediyor. | TED | بفضل البائس ذي البثور، الذي ألهمت شجاعتُه كل الآلهة. تدور الشمس في مدارها اليومي، ويعقُبها القمر ذو وجه الأرنب. |
| Soluk yüzlü, yapmacık sersem. Ondan nefret ediyorum. Ashley öyle düşünmüyor ama. | Open Subtitles | ذات الوجه الشاحب و اللسان المعسول، كم أكرهها |
| Kovuldun, defol git buradan seni iki yüzlü, içten pazarlıklı adi herif! | Open Subtitles | أنت مفصول ، أخرج من هنا يا ذو الوجهين ، أيها المزدوج المؤقت |
| Seni bir fahişeyle aldatan iki yüzlü bir yalancıya ! | Open Subtitles | لكاذب أناني و منافق و الذي خانك مع عاهرة |
| Sen iki yüzlü kaltağın tekisin, Peyton. | Open Subtitles | انتِ خائنة, ذات وجهين .. عاهرة يا بايتون |
| Doğum günümü sizin gibi güler yüzlü insanlarla geçirmek harika. | Open Subtitles | من الرائع أن أقضي عيد ميلادي محاطًا بهذهـ الوجوه السعيدة |
| İki yüzlü bir zavallıları kimin yaşayıp kimin öleceğine karar veriyor. O düşünüyor! | Open Subtitles | أنت,أيها المنافق الخسيس,تقرر . من يموت ومن يعيش |
| isminin yanında da parantez içinde, zekice bir tanımlamayla AT yüzlü yazılıymış. | TED | بعد إسمها كتبت بين أقواس الوصف الملائم، وجه الحصان. |
| Güzel yüzlü bir kız tarafından küçük düşürülmeni istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان اراك مغفلا بسبب فتاة ذات وجه جميل |
| Kutsanmış, solgun yüzlü minik bir aziz. | Open Subtitles | كنت كالقديس الصغير المبارك و ذو وجه شاحب |
| The Inquirer de zaten var seni uzun yüzlü rüküş giyinmiş anarşist ben rüküş giyinmedim sen de öyle. | Open Subtitles | بالفعل الصحيفة أعلنت ذلك أنت يا ذات الوجه الطويل والثياب الفوضوية ثيابى ليست فوضوية |
| Esmer, ince yüzlü bir adam, yara izi olan ve yeşil gözlü. | Open Subtitles | رجل اسمر ، نحيف الوجه ذو ندبة ، وعيون بنية |
| Şu ezik yüzlü, küçük, komik kızla. | Open Subtitles | الفتاة الصغيرة الغريبة ذات الوجه المُنقَبِض. |
| - Gerçeği söylüyor olsan iyi olur, seni iki yüzlü köpek. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تكون تلك هي الحقيقة أيها الكلب ذا الوجهين |
| Doğruyu söyluyor olsan iyi edersin seni iki yüzlü köpek. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تكون تلك هي الحقيقة أيها الكلب ذا الوجهين |
| En azından ben iki yüzlü değilim. Senin ve benim aynı kişi olduğumuzu düşünüyorlar. | Open Subtitles | علي الاقل انا لست منافق هم يظنون ان انا وانت شخص واحد |
| En azından ben iki yüzlü değilim, her Pazar kilisede rahatsız biri olduğunu düşünmesine rağmen Kevin gibi, iyi biri olacağıma yemin ediyorum. | Open Subtitles | علي الاقل انا لست منافق اجلس علي مقعد الكنيسه كل أحد اقسم لله اني سأكون جيد تماما مثل كيفن حتى وهو يعرف انه مقرف |
| Birinin spot ışığını çalmasına izin vermektense, canlı yayında yavrusunu diri diri yiyecek bencil, iki yüzlü bir panter değil mi? | Open Subtitles | محبة لنفسها, ذات وجهين, فهد قد يأكل الشباب أحياء على إظهار الحقيقة بدلاً من السماح لأحد أن يسرق الأضواء منها؟ |
| Her sabah, aynı sivilce yüzlü suratları görürdüm. Onları sayardım. | Open Subtitles | كل صباح اقابل نفس الوجوه الملأى بالبثور قمت بعدّهم |
| Bak, adamı sevmiyorum demiyorum, ama iki yüzlü birine saygı duymak çok zor. | Open Subtitles | حسنا – ليس لأنني لا أحب الرجل – و لكن من الصعب احترام المنافق |
| Ortamdaki iki yüzlü devasa file rağmen kendimi seni uyarmak zorundaymışım gibi hissediyorum dehşete düştüm. | Open Subtitles | على الرغم من النفاق الأخلاقي الكبير في هذه الغرفة أشعر بإن عليَّ القلق و الفزع |
| Bu bacağımla ilişki kuran ve halınıza işeyen, köpek yüzlü bir şeytan. | Open Subtitles | هو شيطان بوجه كلب يقفز على قدمى, يتبول على السجاد |
| Bir şey demek istiyorum. Seni izliyordum, sen iki yüzlü değilsin. | TED | أُريد أن أُخبرك شيئاً. لقد كنت أُراقبك وأنت لست بوجهين. |
| Fibromayı çıkarın anında eski mutlu iki yüzlü haline dönsün. | Open Subtitles | استخرجوا الورم الليفي وسيعودُ منافقاً سعيداً في أسرع وقت |
| Yalancı olmak bir tarafa ama iki yüzlü olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | انه شئ أن تكون كاذباً لكني لم أعرف انك منافقة أيضاً |
| Sorunum, şişman elbisesi içindeki iki yüzlü, dört gözlü sinsi pislik. | Open Subtitles | مشكلتي هي صاحبة وجهان وأربعة أعين يرتدي لباس سمين |
| - Bunu yapmana karşı olmam beni iki yüzlü yapmaz. | Open Subtitles | واقع أنّي لم أردك أن تفعلي ذلك لا يجعلني منافقًا. |
| Seni bencil, tembel iki yüzlü. | Open Subtitles | لهذه الاشياء ايته الانانية, الكسولة و المنافقة |