| Tünellerdeki çatıları tutan kiriş ve kemerler yıkılmanın eşiğindedirler. | Open Subtitles | الدِعامات الأفقية و القناطر التى تحمل سقف هذه الأنفاق على حافة الإنهيار. |
| Ülke sefalet içinde, yıkılmanın eşiğinde sendeliyordu. | Open Subtitles | هذه البلاد تموت جوعاً و هي على حافة الإنهيار الكامل. |
| İran'da ekonomi yıkılmanın sınırında! | Open Subtitles | الإقتصادُ في إيران على وشك الإنهيار |
| Seattle'dan Paris'e kadar, ...demir ve çelikten yapılmış sembollerimiz yıkılmanın eşiğine gelmiştir. | Open Subtitles | (سياتل) و (باريس) الأبراج الحديدية والفولاذية على حافة الإنهيار. |
| Camelot, yıkılmanın eşiğine geldi. | Open Subtitles | ْ (كاملوت ) على حافة الإنهيار |