| Sonunda,iki kemiğin arasında bulunan Menisküs tamamen yırtılmış ve kemik çatlamış. | TED | الغضروف المفصلي ما بين العظام تمزق تماما و العظم نفسه تحطم. |
| Plasenta yırtılmış, doğum için hazır, 5 santimetre açılmış. | Open Subtitles | تمزق المشيمة ، ممكن أن يكون الحبلهابط،التوسع5سم. |
| Kafatası ve göğsünde kanama varmış ve dalağı yırtılmış. | Open Subtitles | ووجدت نزيفاً تحت الجافية ونزيفاً وعائياً طحال ممزق |
| Evet hemen şurada. Bekle, pantolunun yırtılmış. | Open Subtitles | نعم, أنهُ هناك بالخلف أنتظر, سروالك ممزق |
| Uzaktan kumanda, peçete kutusu, yırtılmış dergi, birkaç ev anahtarı. | Open Subtitles | جهاز تحكم , علبة خيوط مجلة ممزقة بعض المفاتيح القديمة |
| Bu Nikki'yi öldürmekte kullandığın streç filmin kutusunu açmak için yırtılmış karton şerit. | Open Subtitles | هذا شريط ممزقة من غلاف صندومق بلاستيكي إستعملته لقتلها |
| Yani kıyafetleri oradaki ormanda koştururken yırtılmış. | Open Subtitles | مما يعني أنّ ملابسه قد تمزقت بسبب الأوراق عندما كان يركض عبر الغابة؟ |
| yırtılmış dalağı olan bir çift baypas hastası. | Open Subtitles | هذا مريض بالتفاف بالقلب مع تمزق مؤلم على الجنب |
| Arka çapraz bağın yırtılmış, ki dizinin stabilitesi için çok önemli dört bağdan biridir. | Open Subtitles | أنت تعاني من تمزق شديد و هذا سيء جدا للحالة |
| Tibia-Fibuler bağının yırtılmış olmasından şüpheleniyorum. | Open Subtitles | أشك في أن لديك تمزق جزئي في الرباط الكاحلي الشظوي الأمامي الخاص بك |
| Dizkapağı kirişi parçalanmış, varis damarı yırtılmış. | Open Subtitles | وتر رضفي ممزق تمزق للوريد الصافن |
| - Şuraya bak. Kağıt yırtılmış. - Aman tanrım. | Open Subtitles | أنظري هنـا ، الورق ممزق - يـا إلهـي أنت محقـة - |
| Bu sırada paralardan biri kutunun köşesine takılıp yırtılmış olmalı. | Open Subtitles | [داني] واحدة من مشاريع القوانين يجب أن يكون ممزق وحصلت واقعة على حافة. |
| Ayrıca sarsıntı, düşük ateş, ve yırtılmış kulak deliğim var. | Open Subtitles | ارتجاج في الدماغ, حمى خفيفة, شحمة اذن ممزقة |
| Bu oyuncakla oynamak istemezsin ki. yırtılmış bu. | Open Subtitles | لستى فى حاجة الى تلك اللعبة انها ممزقة |
| Eteği yırtılmış ve iç çamaşırı yok. | Open Subtitles | تنورة ممزقة و لا توجد ملابس داخلية. |
| Kalp kapakçıklarından biri yırtılmış demek. | Open Subtitles | هذا يعني أن أحد صمامات قلبه تمزقت |
| Sayfalar yırtılmış. Sanki ne üstünde çalıştığını kimsenin bilmesini istemiyormuş. | Open Subtitles | هناكَ صفحات ممزّقة وكأنّه لم يرد لأحدٍ أن يعرف ما كان يعمل عليه |
| Bazı sayfalar yırtılmış, buna son iki hafta da dahil. | Open Subtitles | تمّ تمزيق بعض الصفحات، تشمل صفحات الأسبوعين المُنصرمين. |
| Dalağı yırtılmış, leğen kemiği kırılmış, femur ve humerusunda da çoklu kırıklar mevcut. | Open Subtitles | لديه تمزّق بالطحال وكسور دورانيّة بالحوض وكسور مضاعفة بعظام الفخذ والعضد |
| Bence, bu yırtılmış bir fiyat etiketi. | Open Subtitles | و أنا أعتقد أنه المتبقي من بطاقة السعر الممزقة |
| Etiketi yırtılmış. | Open Subtitles | العلامة ممزّق مِنْ. |
| kırılmış sağ pazı kemiği, çıkmış omuz ve yırtılmış omuz kası. | Open Subtitles | هناك كسر بعظام العضد الايمن,مما بدل مكان الكتف,مما تسبب فى التمزق |
| Benim de posterim yırtılmış. | Open Subtitles | إلى جانب ، أن أفضل ملصقاتي قد مُزق هل فعلت أنا ذلك أيضاً ؟ |
| Orada yırtılmış bir sayfa vardı. | Open Subtitles | هُناك صفحة واحدة مُمزقة |
| Walter, bunun mührü yırtılmış. | Open Subtitles | (والتر)، شريط الختم على هذا الصندوق مقطوع. |
| Doku kesilmemiş, yırtılmış. | Open Subtitles | فالنسيج يبدو ممزقاً و ليس مقطوعاً |
| yırtılmış gazete, nesi varmış? | Open Subtitles | قصاصاتُ صحفٍ إخبارية؟ إذاً ماذا في ذلكـ؟ |