| Hatta Y kuşağı bu ülkedeki en geniş ve en kapsamlı yetişkin popülasyonu. | TED | في الحقيقة، يعد جيل الألفية أكبر السكان البالغين وأكثرهم تنوعًا في هذا البلد. |
| Y kuşağı, cinsiyet eşitliğini savunuyor. | TED | يدعمُ جيل الألفية المساواة بغض النظر عن نوع الجنس. |
| İlk ipucum: Y kuşağı internette 7 saat harcıyor. | TED | لذا أول اختراق في حياتي: يقضي جيل الألفية أكثر من سبع ساعات يوميًا على أجهزتهم. |
| Görünüşte Troy, her şeyin mümkün olduğunu düşünen bir Y kuşağı insanı. | TED | ظاهريًا، يعدُ تروي نوعًا من جيل الألفية الذي يعتقد أنه مخلوق متكون من أشلاء. |
| Genelde, iş dünyasında bu tarz düetlere "karşılıklı mentorluk" diyoruz: Y kuşağı DQ'suna karşılık, Bebek Patlaması ve X kuşağının EQ'su. | TED | هذا النموذج في عالم الأعمال غالبًا ما يسمى بـ"التوجيه المتبادل": الذكاء الرقمي لجيل الألفية مقابل الذكاء العاطفي للأجيال السابقة. |
| Ama aynı zamanda olağanüstü farklılıklar da var, genelde beyaz olmayan ve beyaz Y kuşağı arasında. | TED | لكن هناك كذلك اختلافات شديدة، غالبًا بين جيل الألفية غير البيض وجيل الألفية البيض. |
| Siyahi Y kuşağı, son zamanlarda yazdığım bir kitap için araştırdığım bir grup, bu gruba geldiğimizde mükemmel örnek veya sahip olduğumuz kör nokta. | TED | حاليًا، جيل الألفية السود، المجموعة التي درستها من أجل الكتاب الذي ألفته مؤخرًا، هي المثال الرائع للمنطقة المظلمة لدينا عندما يتعلق الأمر بهذه المجموعة. |
| Yani "tahmin edilemeyecek ölçüde zarar görmek" Y kuşağı için söylüyorum. | TED | وهي اختصار: "تبًا لدرجة تفوق التصور" لك يا جيل الألفية. |
| Eğer ilerleyen, sağlıklı ve medeni bir toplum istiyorsak bu jenerasyonu gerçekten dinlememiz gerekiyor çünkü beyaz ırktan olmayan Y kuşağı, ABD ve dünya nüfusunun büyük bir bölümünü onlar oluşturuyor. | TED | ونحتاجُ بالفعل إلى الاستماع إلى هذا الجيل إذا كنا نأمل بوجود مجمتمع مدني صحي يمضي قدمًا، لأن جيل الألفية من غير البيض، يمثلون جزءًا لا بأس به من سكان الولايات الأمريكية والعالم. |
| Ama Y kuşağı, tamamen birbirine benzeyen bireylerden oluşmuyor. | TED | لكن ليس جيل الألفية وحدة متراصة. |
| Onlara sıkı çalıştıkları sürece istedikleri her şey olabileceklerini söyleyen ama gerçekten oturup onların hayallerini dinlemeyen, mücadelelerini anlamayan bir dünyada bir sürü siyahi Y kuşağı gencin katlanmak zorunda olduğu tüm zorlukları düşünüyorum. | TED | أفكر في كل التحديات التي على العديد من جيل الألفية ذوي البشرة السوداء تحملها في عالمٍ يخبرهم أن باستطاعتهم أن يكونوا أي شيء يريدونه إذا عملوا بجد، لكن في الواقع لا أحد يجلسُ معهم للاستماع إلى أحلامهم أو سماع قصصهم حول صراعاتهم. |
| Bu iş batı yakası hikayelerine dönüşüyor. Bommers bir kapıdan giriyor, Y kuşağı başka bir kapıdan giriyor ve lobide gün boyu kavga ediyorlar. Yakınıyorlar, eve gidiyorlar, aynı şeyi yapıyorlar ve işe geri geliyorlar, doğru mu? | TED | إنها تماثل "قصة الحي الغربي،" يدخل جيل الطفرة من باب، ويدخل جيل الألفية من باب آخر، الردهة، ويتشاجرون كل يوم، ويشتكون، ثم يعودون إلى منازلهم، ويقومون بنفس الشيء، ويعودون للعمل، أليس كذلك؟ |
| Y kuşağı, hepsi "yaşa ve yaşat" havasındalar. | Open Subtitles | جيل الألفية ,مثلهم "عِش ودع غيرك يعيش" |
| (Gülüşmeler) Doğrusu, tanıdığım Y kuşağından genç bir kıza şöyle söylenmişti: eğer insanların onu ciddiye almasını istiyorsa, sadece Y kuşağı olduğu için, şunu yapması gerekiyordu: vatka kullanmak. | TED | (ضحك) وفي الحقيقة، كنت أعرف شابة من جيل الألفية التي قيل لها أنها إن كانت تريد أن يأخذها الناس بمحمل الجدية، لأنها من جيل الألفية فحسب، يجب أن تقوم بالآتي: ارتداء منصات كتف. |