| Ama bu yağmurla, bu şehirde kısa bir süre kalıyorum. | Open Subtitles | لكن مع هذا المطر, سأبقى في هذه المدينة لبعض الوقت. |
| Yani rüzgarın yağmurla buluştuğu ve yeni bitkilerin yeşerdiği yerlere. | Open Subtitles | أماكن حيث تقابل الرياح المطر و يبدأ النبت في النمو. |
| Henüz meteorologdan haber yok o yüzden yağmurla ilgili kesin bir şey söyleyemiyorum. | Open Subtitles | ولم أسمع شيء من رجال الطقس حتى الان لذا أستطيع ان اقول و أوأكد عن هذا المطر |
| Bu yağmurla saat 10'dan önce gelemezler... | Open Subtitles | لن يصلوا قبل العاشرة بينما الطريق مغمور بالمطر. |
| Açmam gerekiyor, çiseleyen yağmurla ilgili olabilir. | Open Subtitles | علي الرد على هذه. قد تكون لها علاقة بالمطر. |
| Ağır yağmurla geçen bir gecenin ardından, parlak bir gökyüzü | Open Subtitles | بعد ليلة شديدة المطر اننا في يوم صيف مشمس |
| Ne sizi ısıtır ne de sürekli yağan yağmurla kemiklerinize işleyen rutubeti kurutabilir. | Open Subtitles | أن الذيّ يُـدفئك ولا يـُجفف المطر الذيّ ينساب حتى العظم |
| Ve beyaz yağmurla birlikte dört ayaklı iblisler de geldi. | Open Subtitles | ومع تساقط المطر الأبيض شهد قدوم الوحوش ذو الأربع |
| Daha ufak bir çocukken yağmurla ilgili korkun vardı. | Open Subtitles | عندما كنتَ طفلاً صغيراً كان لديكَ هذا الشيء عن المطر |
| Tüm sene boyunca beklemek, aniden sevinç çığlıklarına dönüşüyor. Dünyanın öte ucundaki çöller, yağmurla birlikte şekil değiştiriyor. | Open Subtitles | مُنتظراًلسنةكاملة، إنَّها فجأةً لحظة الفرح فيالصحارىعبرالعالم، يقوم المطر بتغيير شكل المناظر الطبيعية |
| Ve bugün, yağmurla birlikte risk daha fazla. | Open Subtitles | واليوم، مع ظروف المطر هذه، فالنسبة صارت أعلى. |
| Ya da Yağmur Getiren'in, ihtiyaç duyduğumuz yağmurla bizi kutsamasını bekleyerek erkenden mezara girme riskini göze alacağız. | Open Subtitles | أو يجب أن نهتم بالدعاء من أجل جالب المطر لأننا بحاجة للماء |
| Eğer delil vardıysa bile dün gece yağan yağmurla beraber gitmiştir. | Open Subtitles | أي دليل كان قد ترك إنجرف مع المطر الليلة الماضية |
| Eğer delil vardıysa bile dün gece yağan yağmurla beraber gitmiştir. | Open Subtitles | أي دليل كان قد ترك إنجرف مع المطر الليلة الماضية |
| Bu arada, umarım yağmurla aran iyidir çünkü özel görev için Ulusal Güvenlik'in kuzeybatı ofisine atandın. | Open Subtitles | بالمناسبة، آمل أنك تحب المطر أنت في مهمة خاصة في مكتب الأمن الداخلي في الإقليم الشمالي الغربي |
| Ağır yağmurla geçen bir gecenin ardından, parlak bir gökyüzü | Open Subtitles | بعد ليلة شديدة المطر اننا في يوم صيف مشمس |
| yağmurla rüzgar onları yırtacak her şekilde. | TED | المطر والرياح سوف تنزعها على اية حال. |
| Tarihte bıraktıkları izler asla rüzgarla ya da yağmurla silinmeyecek asla traktörler altında ezilmeyecek, asla kirli olayların içine gömülmeyecekler. | Open Subtitles | لأنّهمتركـواالعلامـاتفيالتـاريخ ... ذلك لن يضعف بالريح أو المطر ، لم يُحرث بالجرّارات لم يُدفن في السمـاد من الأحداث |
| Çünkü ben açık bir hava isterken beni yağmurla tehdit etti. | Open Subtitles | لأنه هددني بالمطر اذا أردت الجو صافياً |
| Üzgünüm. yağmurla oynuyordum. | Open Subtitles | أنا آسف, لقد كنت أستمتع بالمطر لا غير |
| Bunun yağmurla ne alakası var peki? | Open Subtitles | ما علاقة هذا بالمطر ؟ |