| O sürede, bölgedeki depremlerle ilgili bir güçIük yaşamamıştım. | Open Subtitles | لكن لم أواجه صعوبه مع الزلال هناك. |
| Sen en azından uyuyabiliyorsun. Ben seninle tanışmadan önce hiç uyku sorunu yaşamamıştım. | Open Subtitles | لم أواجه صعوبات في النوم قبل أن أقابلِك |
| Bana yük olan sensin. Clara ile hiç bu sorunu yaşamamıştım. | Open Subtitles | أنتِ العائق لم أواجه هذه المشكلة مع "كلارا" أبداً |
| Daha önceden hiç kendi başıma yaşamamıştım. | Open Subtitles | فأنا لم أعش لوحدي من قبل |
| Daha önce hiç ormanda yaşamamıştım. | Open Subtitles | لم أعش في الغابة من قبل |
| Daha önce böyle bir şey yaşamamıştım. | Open Subtitles | لم أختبر شيء مماثل لذلك من قبل |
| çok kısa süreliğine olsa dahi hiç yalnız yaşamamıştım, Ve bütün gece boyunca yanımda horlayan deniz aslanlarıyla birlikte hiç uyumamıştım. | TED | ولم يسبق لي العيش بمفردي لأي فترة من الوقت ولم يسبق لي أيضاً النوم مع الفقمات التي تغط إلى جانبك طوال الليل |
| Daha önce böyle bir sorun yaşamamıştım. | Open Subtitles | لم أواجه هذه المشكلة من قبل |
| Daha önce bu sorunu hiç yaşamamıştım. | Open Subtitles | لم أواجه هذه المشكلة قبلاً |
| Daha önce bu sorunu hiç yaşamamıştım. | Open Subtitles | لم أواجه هذه المشكلة قبلاً |
| Hiç göl kenarında yaşamamıştım. | Open Subtitles | لم أعش بالقرب من بحيرة أبدا |
| Daha önce bir adamla hiç yaşamamıştım. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} -لم أعش أبدا مع رجل من قبل . |
| Ve hiç yaşamamıştım. | Open Subtitles | وأنا لم أختبر واحداً قط |
| Daha da ötesi, daha önce ıssız bir adada yaşamamıştım. | TED | ولكن علاوةً على ذلك, لم يسبق لي العيش في مناطق غير مأهولة بالسكان |
| - Daha önce hiç böyle yaşamamıştım. | Open Subtitles | - ها. - نعم. - لم يسبق لي أن عشت مثل هذا من قبل. |