| - Hayır, onu kliniğe götüremem. - Benim yerim burası. yaşayanların yanı değil. | Open Subtitles | لا أستصيع آخذه للعيادة - أنا أعيش هنا ، ليس مع الأحياء - |
| Pekala, yaşayanların bölgesine karışana bakın. | Open Subtitles | حسناً ، أنظُر من قرّر أن ينضمّ إلى عالم الأحياء |
| İsa'nın hayaletinin mezardan çıkıp yaşayanların etiyle beslendiği gün. | Open Subtitles | عندما يصعد شبح يسوع من القبر للتغذي على لحوم الأحياء. |
| Ama yaşayanların işinekarışma | Open Subtitles | ولكنك لا تعبث مع الاحياء وبخاصة اذا كانوا موهوبين مثله سأحضر الجيب |
| Çünkü çoğu kişi, yaşayanların yardıma ihtiyacı olduğunu düşünür. | Open Subtitles | هذا لأن معظم الناس يعتقدون أن الأحياء فقط يحتاجون المساعدة |
| Ama ben, özellikle yaşayanların ve ölülerin düşüncelerine karşı duyarlı belli insanlar olduğuna inanırım. | Open Subtitles | لكني أعتقد أن هناك بعض الأشخاص يتمتعون بحساسية خاصة لأفكار الأحياء والأموات |
| Ama mümkünse, ölüler yaşayanların amaçlarına hizmet etmeli. | Open Subtitles | لكن يجب أن يستخدم الموتى في خدمة أهداف الأحياء |
| Cesetleri tıbbi araştırma merkezlerine verildiği için yaşayanların yararına olacak gelişmeler kaydedildi. | Open Subtitles | بإمداد أجسادهم لأجل البحوث الطبية هذا لأجل منفعه الأحياء |
| Beslenmek için yaşayanların enerjilerine ihtiyaçları var. | Open Subtitles | إنهم يحتاجون لطاقة الأحياء ليتغذوا عليها |
| Yani, çoğu hayalet yaşayanların ödlerini kopartır ama sen... | Open Subtitles | أقصد, يفزع معظم الأشباح من الجحيم أكثر من الأحياء لَكنَّك |
| yaşayanların dünyasına hoş geldin asker. | Open Subtitles | مرحباً بعودتك إلى عالم الأحياء ايها الجندي |
| Anlaşmayı ihlâl ettin. Ama ne hikmetse yaşayanların arasında kalmaya devam edebildin. | Open Subtitles | أنتَخالفتالمعاهدةووحتى ذلك،، بطريقة ما ، تمكنت من البقاء بين الأحياء. |
| Adamın çölün dışında olması iyi ve yaşayanların arasında | Open Subtitles | من الجيد الخروج من تلك الصحراء والعيش وسط الأحياء |
| yaşayanların ve ölülerin yargıçlığında sana sesleniyorum ihtiyar şeytan. | Open Subtitles | اطالبك أيتها الحية القديمة بحكم الأحياء و الأموات |
| Ruh taşı sana yaşayanların arasına dönmen için bir şans daha vermeye karar verdi. | Open Subtitles | حجر الروح أعطاك فرصة أخرى حتى تتمكن من العودة والمشي بين الأحياء |
| yaşayanların yanında kalamazsın! | Open Subtitles | أنتي شبح وعليك البقاء معهم لا يجب أن تكوني مع الأحياء |
| Bea Smith'in yaşayanların diyarına katılma vakti geldi diyorum. | Open Subtitles | اعتقد انه وقت بي سميث أن تنضم إلى عالم الاحياء |
| Bu daha kötü. Bu yaşayanların bize verdiği isim. | Open Subtitles | هذا اسوء هذا الاسم الذي يطلقة علينا الاحياء |
| Bu sadece şehirlerin formuyla ilgili değil, aynı zamanda sadece onları inşa edenin değil de orada yaşayanların da duygularına vücut kazandırmasıyla ilgilidir. | TED | ليس فقط نماذج المدن ولكن حقيقة أنها تجسد المشاعر ، ليس فقط للأشخاص الذين يبنونهـا لكن لأولئك الذين يعيشون فيها أيضا |
| - Sen gerçekten yaşayanların dünyasına dönmek zorundasın. - Deianeira olmadan olmaz. | Open Subtitles | إنك حقاً يجب عليك العودة إلى أرض المعيشة (ليس، بدون (ديانيرا |
| Ölüler yaşayanların geçmesine göz yummaz. | Open Subtitles | الموتى لايسمحون للأحياء بالعبور |
| Son hükmünü yaşayanların vereceğini sanıyorsun. | Open Subtitles | تعتقد أن العايشون الذين سيكون لهم القرار النهائي عليك |