| Tanrı'ya şükür siz varsınız, saygıdeğer liderimiz. | Open Subtitles | الحمد لله أننا حظينا بكِ . كقائدتنا المبجلة |
| Tanrı'ya şükür! Yani ayda 500 tane üreteceksiniz? | Open Subtitles | الحمد لله إذاً أنت تسعى للحصول على 500 كل شهر ؟ |
| Bizi yakalamaya çalıştılar,ama şunu söyleyeyim, çocuk felci için Tanrı'ya şükür. | Open Subtitles | حاولوا مطاردتنا ، لكن دعني أقول حمداً لله على شلل الأطفال |
| - Kalk ve sana bahşedilen mucizeyi kabul et. - Amin. Tanrı'ya şükür. | Open Subtitles | إنمو و إقبل المعجزة التى منحك إياها آمين ، سبحان الله |
| Bu duruma oğlum da düşebilirdi ama Tanrı'ya şükür öyle olmadı. | Open Subtitles | قد يكون هو من يموت لكن الحمدلله انه لم يكن هو |
| Tanrı'ya şükür yaralanmamışsın. Seni... | Open Subtitles | إشكرْ طيبةً التي أنت لَمْ تُؤْذَ. |
| Tanrı'ya şükür onu gördüm! | Open Subtitles | سبحوا المسيح، لقد رأيته! |
| Tanrı'ya şükür döndünüz. Şalter attı. | Open Subtitles | حمدًا للرب على رجوعكما، انفجرت أحد القواطع |
| Tanrı'ya şükür ki, senin gibi bir danışmanım var, Bladder. | Open Subtitles | حسناً, الحمد لله أنك تنصحني دوماً, بلاكادر |
| Memur bey, Tanrı'ya şükür bizi buldunuz. Kocam kalp krizi geçiriyor. | Open Subtitles | أوه، أيها الضابط، الحمد لله أنك وَجدتَنا كما ترى، زوجي تعرض لنوبة قلبية |
| Bu çocuklar için Tanrı'ya şükür. | Open Subtitles | أو أرى نظرة الخوف في عيني شاب الحمد لله على الأطفال أو أرى نظرة الخوف في عيني شاب الحمد لله على الأطفال |
| Orada. Tanrı'ya şükür geldiniz. Ortalığı yıkıyorlar. | Open Subtitles | هناك، الحمد لله أنكم هنا إنهم يمزقون المكان |
| Tanrı'ya şükür sizin öyle bir yükünüz yok. | Open Subtitles | الحمد لله أنك لم تُبلي بهذا النوع من الذكاء |
| Tanrı'ya şükür sizin öyle bir yükünüz yok. | Open Subtitles | الحمد لله أنك لم تُبلي بهذا النوع من الذكاء |
| Tanrı'ya şükür, kilerimizi daima dolu tutmuşuzdur. | Open Subtitles | حمداً لله أننا احتفظنا دائماً بحجرة مؤن مزودة. |
| Tanrı'ya şükür gelebildin. İçeri gelip, içmek istiyoruz lütfen. | Open Subtitles | حمداً لله أنك أتيت، نريد أن ندخل ونشرب، فضلاً. |
| Evet ! Tanrı'ya şükür ! | Open Subtitles | نعم ، فى الحقيقة ، أوه ، سبحان الله |
| Ben şehirden telefon etti. Davey iyiymiş, Tanrı'ya şükür. | Open Subtitles | بين إتصلوا به من المدينة وديفىبخير,الحمدلله. |
| Tanrı'ya şükür bugün son günü. | Open Subtitles | إشكرْ الله اليوم آخر يومُ. |
| - Tanrı'ya şükür. | Open Subtitles | - سبحوا الله |
| Ahbap, dinle. Tanrı'ya şükür buradasın. | Open Subtitles | يا صاح, اسمع, حمدًا للرب أنك هنا. |
| Tanrı'ya şükür. Bu yerde biraz insaniyet var. | Open Subtitles | شكراً لله هناك بعض الإنسانية في هذا المكان |
| Son isyanda; ki, Tanrı'ya şükür Majesteleri bunu bastırdı ve alçakların hepsi gerektiği gibi öldürüldü, Ferman Mührü Emini'ne karşı inanılmaz bir düşmanlık oluştu. | Open Subtitles | يخص التمرد الاخير الذي تم قمعه والحمد لله وأسوأ الأوغاد لقوا جزائهم العادل بالموت |
| Tanrı'ya şükür. | Open Subtitles | أوه، يَشْكرُ الله. |
| Tanrı'ya şükür bugün Çarşamba. | Open Subtitles | الحمد لله أن هذا يوم الأربعاء! |
| Tanrı'ya şükür baban Carcassona'nın kuzeylilerin eline geçtiğini görmedi. | Open Subtitles | حمد لله ان والدك لم يعيش لرؤية كيركيسون تتحالف مع الشماليين |
| Tanrı'ya şükür buradasın. Yalnızken, zamanımı çok boşa harcadım. | Open Subtitles | الحمد للرب أنّكِ هنا فهذا مضيعة لي بمفردي |
| Vincent, Tanrı'ya şükür oradaydın. Durumu nasıl? | Open Subtitles | فينسنت) ، الحمدُ لله أنّك كنتَ هُناك) كيف حاله ؟ |