| yakışıklı değil belki ama itici de değil. | Open Subtitles | ربما ليس وسيماً لكن بالتأكيد ليس بغيضاً. |
| Biliyorum bu sizin zevkinize de bağlı bişey klasik bir yakışıklı değil ama bence fena sayılmaz. | Open Subtitles | فهو ليس وسيماً بالمعنى المعهود لا أقول ذلك |
| ...çok yakışıklı değil ama tatlı ve güvenilir birisi. | Open Subtitles | ليس وسيما و لكن لطيف و يمكن الاعتماد عليه |
| Evet, yakışıklı değil ama çim biçmede üstüne olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | نعم، إنه ليس وسيما لكن سأقول هذه لكنه يحافظ على مرجته الخضراء جيدا |
| Çok çekici. yakışıklı değil, ama baş döndürücü. | Open Subtitles | جذاب , ليس وسيم |
| Ama itici olacak kadar da yakışıklı değil. Bilirsin, bir bira içmek isteyeceğin tarzda biri. | Open Subtitles | ولكن ليس وسيماً جداً حتّى يكون خبيثاً إنّه من نوع الرجال الذين ترغب بتناول البيرة معهم |
| O kadar da yakışıklı değil. | Open Subtitles | إنّه ليس وسيماً هل تريدين سماع رأيي؟ |
| yakışıklı değil demiştin. | Open Subtitles | أظن قلت أنه ليس وسيماً هل هذا هو الرجل؟ |
| Benim kadar yakışıklı değil. | Open Subtitles | إنه ليس وسيماً مثلي. |
| Endişelenme, artık yakışıklı değil. | Open Subtitles | لا تقلقي، ليس وسيماً بعد الآن. Handsy. |
| - Dedikleri kadar yakışıklı değil. | Open Subtitles | ليس وسيماً كما يحسبه الناس. |
| Olamaz, yeterince yakışıklı değil. | Open Subtitles | لا إنه ليس وسيما بما يكفي |
| yakışıklı değil ki. | Open Subtitles | إنه ليس وسيما |
| Propst yakışıklı değil. | Open Subtitles | (بروبست) ليس وسيما |
| Propst yakışıklı değil. | Open Subtitles | (بروبست) ليس وسيما |
| Hadi ama o kadar da yakışıklı değil. | Open Subtitles | أوه، أرجوك! إنه ليس وسيم لهذه الدرجة. |
| Chloe ile çıkıyor olabilmesi için kesinlikle yeterince yakışıklı değil. | Open Subtitles | هو ليس وسيم كفاية للخروج مع كلوي . |
| Hosty aynı Kennedy gibi. O kadar yakışıklı değil. | Open Subtitles | (هوستي) يحب (كيندي) لأنه ليس وسيم. |