| Okuldaki ilk senemin sonunda, o yılın yazında,... ....birkaç sinekkuşu buldum. Evimin yakınlarındaki bir barakada sıkışmışlardı. | TED | في نهاية سَنَتِي الأولى في المدرسة, في صيف ذلك العام , اكتشفت زوجي طائر الطنّان مُسِكَا في سقيفة بالقرب من منزلي. |
| Resimde gördüğünüz evimin yakınlarındaki bir ev bir araba ve bir özel şoför. | TED | هذه صورة لمنزل و سائق وسيارة التقطت بالقرب من بيتي |
| Jack, peynir çiftliğinin yakınlarındaki bir köpek dövüşü belki de peynir çiftliğinin yakınlarındaki basit bir köpek dövüşüdür. | Open Subtitles | حسنا ، جاك، وربما الصراع بالقرب من مزرعة الجبن هو مجرد عنف بالقرب من في مزرعة الجبن |
| Ve olay mahallinin yakınlarındaki bir çöp konteynırında kanlı giysiler bulduk-- | Open Subtitles | ولقد وجدنا ملابس مُلطّخة بالدم في قمامة بالقرب من مسرح الجريمة... |
| DeJorio'un cesedi, Everglades yakınlarındaki bir yerde yanmış bir şekilde bulundu. | Open Subtitles | جسد (ديجيريو) وجد في صندوق سيارتها المحترقة على طريق وسخ بعيد "في "ايفرجليدز |
| Telefon kayıtları aramanın cesedin bulunduğu yerin yakınlarındaki bir ankesörlü telefondan yapıldığını doğruluyor. | Open Subtitles | حسناً، سجلاّت الهاتف تُؤكّد أنّ الإتصال صدر من هاتف عمومي بالقرب من المكان الذي وُجدت فيه الجثة. |
| Aria, Mary Drake Hollis yakınlarındaki bir barda İngiliz ya da Avustralyalı bir adamla konuşuyor. | Open Subtitles | آريا ،ماري دريك تتحدث مع شاب بريطاني او احتمال ايترالي في حانة بالقرب من هوليز. |
| Diyelim ki Unilever'siniz ve Liverpool yakınlarındaki bir fabrikada deterjan yapmak istiyorsunuz. | TED | لنفترض انكم تمثلون شركة " يونيليفر " وانت تريد ان تصنع مسحوق تنظيف في مصنع بالقرب من ليفربول |
| Bu sorunun cevabı, Atina'nın kuzeybatısında bulunan Eleusis isimli bir Yunan kasabasının yakınlarındaki bir mağarada bulunmaktadır. | Open Subtitles | "الإجابه تكمن في كهف بالقرب من مدينة إغريقيه تسمى "إيلوسس "في الشمال الغربي من "أثينا |
| - Anladığınız kadarıyla Olimpiyatlar için yapılacak bir stadyumun yakınlarındaki bir arsayı hileli yollarla, çok ucuza satın alma girişimi vardı. | Open Subtitles | بأنه كانت هناك محاولة للحصول على قطعة أرض ، بسعر زهيد من خلال وسائل احتيالية بالقرب من الاستادات التي سيتم بناؤها لدورة الالعاب الاولمبية ؟ |
| Bomont Lisesi'ndeki son sınıf öğrencilerinin Bayson yakınlarındaki bir ambarı balo dansı için düzenlediklerini duydum. | Open Subtitles | انا اقول ان طبقه الصغار فى ثانويه "بومنت" انها قد امنت مستودعا بالقرب من "بايثون" للرقص |
| Ronald Reagan havalimanı yakınlarındaki bir evden başkanı vurmaktan bahsetti mi? | Open Subtitles | هل كان ينوي قتل الرئيس من على سطح منزل بالقرب من مطار "رونالد ريجان"؟ |
| Mabedin yakınlarındaki bir pansiyonda. | Open Subtitles | . في منزل الضيافة بالقرب من المعبد |
| Kualoa Valley yakınlarındaki bir çiftliğe kadar onların izlerini takip ettik. | Open Subtitles | وتقعبناهم لاحقا "إلى مزرعة بالقرب من" كوالا فالي |
| - Ofisin yakınlarındaki bir sokakta rastladım ona. | Open Subtitles | لقد قابلتهم فى شارع بالقرب من شركتنا |
| Trieste yakınlarındaki bir otel odasında, | Open Subtitles | في غرفة فندق بالقرب من تريست |
| Lahor yakınlarındaki bir köye. | Open Subtitles | إلى قرية بالقرب من لاهور |
| Zedd'le son görüştüğümüzde Dalmoore yakınlarındaki bir yoldaydık. | Open Subtitles | آخر مرّة رأيت (زيد)، كان على طريق بالقرب من "دالمور". |
| Ondan bir yıl sonra da bu sözde yumurtaların ilk parçaları Alaska'daki sondaj tesisimizin yakınlarındaki bir meteorda bulundu. | Open Subtitles | وبعد ذلك الأمر بعام أول شظايا مثل تلك المسماه بـ"البيضة" وجدناها داخل نيزك بالقرب من موقع الحفر خاصتنا في (ألاسكا) |
| Kane Sound yakınlarındaki bir bankadan bahsetmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما أشارت إلى بنك قديم بالقرب من (كاين ساوند) |
| DeJorio'un cesedi, Everglades yakınlarındaki bir yerde yanmış bir şekilde bulundu. | Open Subtitles | جسد (ديجيريو) وجد في صندوق سيارتها المحترقة على طريق وسخ بعيد "في "ايفرجليدز |