| Hiçbir zaman o kadar yakın olmadık. Annelerine daha yakınlardı. | Open Subtitles | .لم نكن مطلقاً قريبين من بعضنا .كانا أقرب إلى والدتهما |
| Ruslar o kadar yakınlardı ki uyarmadan saldırabilirlerdi. | Open Subtitles | فالروس كانوا قريبين للغاية ويمكنهم العدوان بدون سابق إنذار |
| - Baban ve Ripley yakınlardı, değil mi? | Open Subtitles | أباكى و "ريبلى" كانا مقربان , اليس كذلك؟ |
| Onunla çok yakınlardı. | Open Subtitles | فقد كانت هي وأبي مقربان للغاية |
| O ve abisi psikopatik şekilde yakınlardı. | Open Subtitles | هو و أخوهُ كانا مقربين من بعضهما بشكل مَرَضي |
| Seni zorla içeri girmekle itham etmeye ne kadar yakınlardı, farkında mısın ? | Open Subtitles | هل تعرف كم كانوا قريبون من اتهامك بالسطو |
| Myrto ile Angeliki çok yakınlardı. | Open Subtitles | ميرتو و انجيليكي كانوا مقربتان لبعض جداً |
| Onlar yakınlardı. | Open Subtitles | لقد كانتا مقربتين. |
| Lucas ve Grace, Yani onlar birbirlerine herkesten daha yakınlardı aslında beraber yatıyorlardı. | Open Subtitles | لوكاس وجريس كانا قريبين من بعضهما أكثر مِن من ينامون معهم حقاً |
| Üstelik de yerel yarışmaya bu kadar yakınlardı. | Open Subtitles | و للأسف كانو قريبين جداً من المسابقة الإقليميه |
| Bizimle yaşıyordu ve çok yakınlardı. | Open Subtitles | أعني, لقد كان يعيش معنا كنا قريبين جدًا من بعضنا |
| Eskiden çok yakınlardı. | Open Subtitles | كانوا معتادين ان يكونوا قريبين جدا |
| - Çok yakınlardı. | Open Subtitles | - كانوا قريبين جداً من بعضهم - |
| Oldukça yakınlardı. | Open Subtitles | لقد كآنو قريبين قليلا |
| Bay Clausten ve Jason çok yakınlardı. | Open Subtitles | السيد كلاوستن وجايسون كانا مقربان جداً |
| Söylediğinden daha yakınlardı. | Open Subtitles | إنهما مقربان أكثر مما تعترف به. |
| - Kızınız ve Emmy yakınmış. - Çok yakınlardı. | Open Subtitles | إبنتك و (إيمي) كانا مقربين - مقربين للغايه - |
| Çok yakınlardı. | Open Subtitles | لقد كانا مقربين لبعض |
| Seni zorla içeri girmekle itham etmeye ne kadar yakınlardı, farkında mısın ? | Open Subtitles | هل تعرف كم كانوا قريبون من اتهامك بالسطو |
| - Bize, çok yakınlardı, aynı zamanda çok vahşi, hiçbiri başına kaldırıp acaba bir şey dermiyim diye bana bakmadı. | Open Subtitles | والآن كانوا قريبون جدا، جامحة بحق، وواحد منها رفع رأسه ونظر لي كما لو كان يمكن أن يقول شيئا |
| yakınlardı sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنهما كانتا مقربتان. |
| Çok yakınlardı. | Open Subtitles | نحن مقربتين جدا |
| Kasatka ve Takara çok yakınlardı. | Open Subtitles | "كاستكا" و "تاكرا" كانوا مُقربين للغاية. |