| Onu bize bırak patron. Bizim gözetimimizdeyken kimse ona yaklaşamaz. | Open Subtitles | اترك الأمر لنا ، فلن يقترب منه أحد ونحن نراقبه |
| Bunlara takılmadan hiç bir şey bu yere yaklaşamaz. | Open Subtitles | لن يقترب أحد من هذا المكان دون أن يتعثر فى شىء |
| Bildiğim kadarıyla, bir erkek bunun yanına bile yaklaşamaz, değil mi? | Open Subtitles | بقدر تعلق الأمر بي لا يستطيع رجل فعل اي شئ عندما يقترب من هذا صحيح؟ |
| Onları bulsak bile bu yetenekleri varken kimse yanlarına yaklaşamaz. | Open Subtitles | حتى لو عرفنا مكانهم، لن يستطيع أحد الاقتراب منهم. |
| İçimizden kimse ona böyle yaklaşamaz, çünkü adamın güvenliği var. | Open Subtitles | لا أحد منا يستطيع الاقتراب من إنجاح هذا، لأن هذا الرجل لديه فريق أمني |
| Gösterişe sırt çevirip tevazu süsüyle nurlanan vahşi çiçekler gibisiniz ama Süleyman peygamber bile tüm ihtişamı içinde sizin görkeminize yaklaşamaz. | Open Subtitles | أنتم كتلك الزهورِ البرّية لا فائدة منها ولكن أقول لكم يا أحبائي مُلْك سليمان بعظمته لا يقارن بما ينتظركم |
| Hiç kimse önce Sofi'yi ikna etmeden dul İmparatoriçe'ye yaklaşamaz. | Open Subtitles | حسناً ، لا أحد يقترب من الإمبراطورة الأرملة بدون إقناع صوفي أولاً 0 أوه ، لا. |
| Hiç kimse bana 100 adımdan fazla yaklaşamaz Nedendir bilirmisin? | Open Subtitles | لا يُسْمَح لأيّ أحد ان يقترب اكثر من مئة خطوةً منى |
| Ama altının yanındayken sana hiçbir kötülük yaklaşamaz. | Open Subtitles | لكن لن يقترب منك الشيطان أبداً طالما أن الذهب بجانبك |
| Ama altının yanındayken sana hiçbir kötülük yaklaşamaz. | Open Subtitles | لكن لن يقترب منك الشيطان أبداً طالما أن الذهب بجانبك |
| Her halükarda o kuşlar gidene kadar kimse buraya yaklaşamaz. | Open Subtitles | بأي حال، حتى تطير تلك الفراخ لن يقترب أي أحد منها |
| Iris de bu işin anahtarı kimse Kontes'in yanına onun kadar yaklaşamaz. | Open Subtitles | و أيريس هي المفتاح لا أحد يقترب من الكونتيسة أكثر منها |
| Adalet Bakanlığı soruşturması devam ettiği sürece büro yanlarına bile yaklaşamaz. | Open Subtitles | و مع استمرار تحقيقات وزارة العدل المكتب لن يقترب حتى من ذلك |
| Silahı ona doğru tutarsan sana yaklaşamaz. | Open Subtitles | أشر البندقية اليه، وهو لن يقترب منك. |
| Hiçbir zaman silahı atma hiç kimse yanına yaklaşamaz... | Open Subtitles | لاترمي المسدس. لن يقترب منك أحد |
| onunla fazla yaklaşamaz. | Open Subtitles | لن يستطيع ان يقترب اكثر من ذلك. |
| Bu yanlış. Çite geri dönmeliyiz. Biraz yaklaşamaz mısın? | Open Subtitles | هذا خطأ يجب ان نعود الى السياج الا يمكنك الاقتراب اكثر؟ |
| Yani başka kimse alarmı tetiklemeden yakınına yaklaşamaz. | Open Subtitles | هذا يعني أنه لا أحد يمكنه الاقتراب منها دون إنذار غيري |
| Acayiplik gösterisine dönüşmeden Lana Lang' a 1.5 metreden fazla yaklaşamaz. | Open Subtitles | كلارك" كنت لا يستطيع الاقتراب" من "لانا لانج" مسافة خمسة اقدام بدون ان يظهر بمظهر الغريب |
| # Hiç kimseninki yanına bile yaklaşamaz bugün # | Open Subtitles | * من الذي يستطيع أن يقارن شعره بشعري؟ * |
| Yanına ben den başka kimse yaklaşamaz. Sadece ben doyurabiliyorum. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه الإقتراب منه عداى أنا الوحيد الذى يستطيع إطعامه |