| Abileri konusunda yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | حسناً، لم تكن تكذب حول إخوانِها |
| Montero yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | أعتقد أن "مونتيرو" لم تكن تكذب |
| Sonra anlaşıldı ki yalan söylemiyormuş. Tüh. | Open Subtitles | اتضح بأنّها لم تكن تكذب |
| Marco hakkında yalan söylemiyormuş. Aşağıda, yerde yatıyor. | Open Subtitles | لم يكن يكذب بشأن ماركو إنه تحت على الشارعِ |
| Sivil savaş hakkında yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | يبدو أنه لم يكن يكذب بشأن الحرب المدنية |
| İlk defa yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | لمرة، لم تكن تكذب |
| O. çocuğu. yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | تبًا, لم تكن تكذب |
| yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | -يا إلهي لم تكن تكذب |
| Kardeşi konusunda yalan söylemiyormuş demek. | Open Subtitles | -إذن لم تكن تكذب حيال أخاها؟ |
| Sophia hiçbir şey hakkında yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | صوفيا)، لم تكن تكذب بشأن أي شيء) |
| Davey yalan söylemiyormuş! | Open Subtitles | ديفي لم تكن تكذب! |
| yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | لم تكن تكذب |
| - yalan söylemiyormuş. Mezar taşlarını sökmüşler. | Open Subtitles | لم يكن يكذب لقد أزالوا كافة الأضرحة |
| yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | أنه لم يكن يكذب إنه لم يستطيع قتل |
| yalan söylemiyormuş? | Open Subtitles | لم يكن يكذب إذن؟ |
| Bilmiyorum. yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | لا أعرف، فهو لم يكن يكذب. |
| Herman'nın telefonuna baktım, yalan söylemiyormuş. | Open Subtitles | إذن تحققتُ من هاتف (هيرمان)، ولمْ يكن يكذب. |