| Kadınların cinsel baskıları, kızlık zarının basit anatomik özellikleriyle ilgili bir yanlış anlaşılmadan çok daha derin bir konu. | TED | القمع الجنسي للنساء نابع مما هو أعمق بكثير من سوء فهم بسيط لخصائص غشاء البكارة. |
| Görüyorsun Crickett, sanki anne aslanın yavrusunu koruması gibi tüm bunlar tamamen yanlış anlaşılmadan kaynaklandı. | Open Subtitles | اترين، كريكت، لقد كَانَ سوء فهم كبير هي كَانتْ مثل أم الأسد في حِماية شبلها |
| Anlaşılan olay tamamen büyük bir yanlış anlaşılmadan ibaret. | Open Subtitles | لعلّ الأمر حقًّا ينطوي على سوء فهم عظيم. |
| Ama bu suçlama korkunç bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanıyor olmalı. | Open Subtitles | لكن لابد أن التهمة تستند إلى بعض سوء الفهم |
| Dünkü yanlış anlaşılmadan dolayı özür dilerim. | Open Subtitles | أودّ الإعتذار عن سوء الفهم الذي حصل البارحة |
| Bak, şu ana kadar kimse zarar görmedi, bu büyük bir yanlış anlaşılmadan ibaret. | Open Subtitles | لا أحد تأذى بعد كل هذا الأمر سوء فهم كبير |
| Kocaman bir yanlış anlaşılmadan ibaret aslında. | Open Subtitles | لقد كان في الواقع سوء فهم كبير |
| Kanımca olay tamamen bir yanlış anlaşılmadan ibaretti. | Open Subtitles | .......... واستنتاجي هو ان الحادث كانت سوء فهم بـ الكامل |
| Tüm o olay trajik bir yanlış anlaşılmadan ibaret. | Open Subtitles | هذه الحادثة كلها كانت سوء فهم مأساوي |
| Her şeyin yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول أن الأمر برمته مجرد سوء فهم |
| Sizden bu yanlış anlaşılmadan dolayı içtenlikle özür diliyorum. Hayır! Hayır, hayır, hayır! | Open Subtitles | فأنا أعتذر بصدق عن أيّ سوء فهم. |
| Bak, yanlış anlaşılmadan dolayı özür dileriz Homer bizim senden yapmanı istediğmiz mikrofonu alman ve şöyle demen: | Open Subtitles | اسمع، نأسف إن كان ثمة سوء فهم يا (هومر) نحن نريدك حقا أن تعد الميكروفون و تقول: |
| Hepsi de küçük bir yanlış anlaşılmadan. | Open Subtitles | كله بسبب سوء فهم بسيط |
| Durun! Tüm bunlar büyük bir yanlış anlaşılmadan ibaret. Çok büyük. | Open Subtitles | انتظروا هذا كله سوء فهم كبير |
| Chuck'ın niyeti bu değil. Bu sadece yanlış anlaşılmadan ibaret. | Open Subtitles | إنّه مجرّد سوء فهم كبير |
| Geçen yıl yaşanmış küçük bir yanlış anlaşılmadan. | Open Subtitles | سوء فهم صغير في العام الماضي |
| Heylia, hepsi büyük bir yanlış anlaşılmadan ibaret. | Open Subtitles | هيليا , لقد كان سوء فهم كبير |
| Hepsi yanlış anlaşılmadan ibaret! | Open Subtitles | ذلك مجرد سوء فهم |
| - Kesinlikle yanlış anlaşılmadan olmalı. | Open Subtitles | إنها في الحقيقة تستند إلى سوء الفهم |
| Anlattıklarınız FBI tarafından doğrulandı. yanlış anlaşılmadan ötürü üzgünüm. | Open Subtitles | {\pos (190,230)}لقد أكدت قصتكم المباحث الفيدرالية متأسفون عن سوء الفهم |
| Dinleyin, Jimmy önceki yanlış anlaşılmadan bahsetti. | Open Subtitles | أنصت , لقد أخبرني (جيمي) على سوء الفهم كلّه |