| Bir de şu noktaya yakınlaş. yansımaya. | Open Subtitles | لأقترب الى هذه المنطقة هنا، الإنعكاس |
| Pekala. Aynadaki yansımaya bak. | Open Subtitles | حسنا، تحقق من الإنعكاس على المرآة |
| Evet, Şu an gördüğün yansımaya bakıyorum, ama... | Open Subtitles | هذا صحيح، أنا أنظر إلى الإنعكاس الذي رأيته ولكن... |
| - Hayır. Sen bir yansımaya ateş ettin, hortlağın kendisine değil. | Open Subtitles | لا لا ما أعنيه أنكِ أطلقتِ النار على إنعكاس |
| Kapıdan geçtiği sırada... bir yansımaya neden oldu. | Open Subtitles | و حين مر عبر الباب تسبب فى إنعكاس |
| Hepimizin bildiği gibi ailenin biyolojik ve sosyal teşviki özel yansımaya yol gösterir; | Open Subtitles | فكما نعلم جميعا, ان التحفيز الحيوي والإجتماعي للعائله يقود إلى إنعكاسات شخصيه, خارج إحتياجات الحزب |
| Hepimizin bildiği gibi ailenin biyolojik ve sosyal teşviki özel yansımaya yol gösterir; | Open Subtitles | فكما نعلم جميعا, ان التحفيز الحيوي والإجتماعي للعائله يقود إلى إنعكاسات شخصيه, خارج إحتياجات الحزب |
| Soldaki dükkanın camındaki yansımaya bak. | Open Subtitles | انظر للانعكاس في نوافذ المحلات على اليسار |
| Bakın. Şu yansımaya bakın. | Open Subtitles | أنظروا إلى هذا الإنعكاس |
| Kapının camındaki yansımaya iyi bak. | Open Subtitles | شاهد الإنعكاس على زجاج الباب |
| - Hayır, kandaki yansımaya. | Open Subtitles | لا, الإنعكاس على الدم. |
| Aynadaki yansımaya bakın. | Open Subtitles | انظر للانعكاس في المرآة |