| Büyünce tam olarak ne iş yapmak istediğimi hala bilmiyorum. | Open Subtitles | لا زلت ليست لدي اية فكرة ماذا أريد أن أفعل عندما أكبر | 
| Yolun bir yerinde hayatımda ne yapmak istediğimi unuttum. | Open Subtitles | في مكان ما على الطريق نسيت ماذا أريد أن أفعل بحياتي | 
| Hastaneden tam olarak kim olduğumu ve dünyada yapmak istediğimi bilerek ayrıldım. | TED | تركت المستشفى وأنا أعرف بالضبط مَنْ كنت وما أريد فعله في الدنيا. | 
| Ne yapmak istediğimi söyleyecek olursam Dodger Stadyum'una gitmek istiyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة، ما أريد فعله هو الذهاب إلى ملعب دوغر | 
| Neyse, soruna gelirsek bunu yapmak istediğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | على كل حال , بخصوص سؤالك لا أظن أنني أريد فعل هذا | 
| Boxerlar'ın şefine onunla iş yapmak istediğimi söyle. | Open Subtitles | أخبر رئيس الملاكين أريد القيام بأعمال تجارية معه أريد شراء الرجل العجوز | 
| Sana beş yıl önce V.M.A.'da siktir dedi diye ne yapmak istediğimi değiştirmeyeceğim. | Open Subtitles | ما اعنيه, لن اغير رأيي بخصوص ما اريد فعله فقط لأنه سبق و قام بشتمٌك قبل 5 سنوات في حفل جوائز الفيديو الموسيقي | 
| Teknik olarak neyin zor olabileceğini düşünürüm, yada bilirsiniz işte, ne yapmak istediğimi. | TED | أستغرب ما الذي سيكون صعباً تقنياً، أو، تعلمون، ما أرغب بفعله. | 
| Ben, orta yaşlı bir adamın ve ne yapmak istediğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا رجل متوسط العمر، ولا أعرف ما أريد أن أفعله بحياتي | 
| ne yapmak istediğimi biliyorsun. Ama yapmadım. | Open Subtitles | وأنت تعرف ماذا كنت أريد أن أفعل لكني لم أفعل,حسناً؟ | 
| Ne yapmak istediğimi 18 yaşımdan beri biliyordum. | Open Subtitles | عرفتُ في سِن الـثامنة عشرة ماذا كنت أريد أن أفعل بحياتي | 
| Henüz ne yapmak istediğimi bilmiyorum, şimdilik çalışıyorum ve para biriktiriyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا أريد أن أفعل حتى الآن ، لذا ، أنا فقط أعمل وأدّخر | 
| Lise sondaki çoğu öğrenci gibi hayatta ne yapmak istediğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | مثل كل الذين بآخر سنة، لم تكن ليس لديّ أية فكرة عن ما أريد فعله بحياتيّ | 
| Hayatta ne yapmak istediğimi biliyorum... ve bu kesinlikle masa başında oturup emir almak değil. | Open Subtitles | أنا أعرف بالفعل ما أريد فعله بحياتي و هو بالتأكيد ليس الجلوس في مقصورة لتلقي الأوامر في وظيفة رديئة | 
| Vay be, şimdi ne yapmak istediğimi biliyorum. | TED | فكرت أني " نعم، أعلم ما أريد فعله الآن." | 
| Aslında benim için hazırladılar ama senin için bir şeyler yapmak istediğimi biliyorlardı, o yüzden. | Open Subtitles | حسنٌ، هم قاموا بفعل ذلك من أجل ولكنّ ذلك، لعلمهم بأنّني أريد فعل شئٍ لأجلكِ | 
| Ne yapmak istediğimi bilmiyorum ama ne yapmak istemediğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعني أنا لا أعرف ماذا أريد أن أفعل لكني أعرف أنني لا أريد فعل ذلك لأن ذلك الشيء كان مقرفاً | 
| - ...yapacağımız şeyi yapmak istemeyecektir. - Ne yapmak istediğimi nereden biliyorsunuz? | Open Subtitles | ـ لن يريدوا القيام بما نريد القيام به ـ كيف تعرفين أنني لن أريد القيام بما تريدون القيام به؟ | 
| Ben adam kaçırmam. Bunu yapmak istediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أنا لستُ بخاطفة هل تظنني أريد القيام بهذا؟ | 
| Hayatımda ilk kez ne yapmak istediğimi biliyorum. | Open Subtitles | لأول مرة في حياتي أعرف ما اريد فعله | 
| Sonrasında sana neler yapmak istediğimi de duymak ister misin? | Open Subtitles | هل تُريدي أن تعرفي ما أرغب بفعله معكِ لاحقاً؟ | 
| Annemle birlikte karar verdiklerini söylediler bana da ne yapmak istediğimi sordular ama muhtemelen yine de yatıracaklardı beni. | Open Subtitles | قالوا أنني عنيدة الأتفاق مع أمي ثم سألوني ما أريد أن أفعله لكن أعتقد أنهم سيجعلوني أبقاء على أي حال | 
| Benim yapmak istediğimi yapmış olsaydık hepimiz ölmüş olurduk. | Open Subtitles | كنت ستفعل ما أردت فعله وحينها سيكون قد قضي علينا | 
| Bunu yapmak istediğimi mi sanıyorsun? İşte berbat bir gün geçirdiğini biliyorum. | Open Subtitles | هل تعتقدينَ أني أريد القيامَ بِذلك؟ أعلم أنك قضيت يوماً قاسٍ بالعمل | 
| Bu gece yapmak istediğimi mi sandın? | Open Subtitles | أتظن اني اردت ان نحصل عليه الليله ؟ | 
| Bunu yapmak istediğimi anlıyor gibilerdi ama zaman geçtikçe fikrimi değiştirmeye çalıştılar. | Open Subtitles | كأنما كانا منصتين إلي بأنني أريد عمل ذلك حقاً لكن بمرور الزمن |