| Ancak bir haberci günler sonra yardım için geldiğinde şüpheler yerini minnete bıraktı. | TED | ولكن عندما جاء الرُّسل طلباً للمساعدة بعد عدة أيام، تحولت شكوكهم إلى امتنان. |
| Erzak ve tıbbi yardım, artı istikrarı tekrar sağlamanıza yardım için destek personel. | Open Subtitles | طعام , وإمدادات طبية إضافة للدعم بأشخاص للمساعدة في إستقرار الوضع على كوكبك |
| Şunu söyliyeyeim bu 17 barı hatırlayamadım yardım için onu aradım ve ben... | Open Subtitles | انا لن اتمكن نت تذكر كل الــ17 حانة لهذا اردت الاتصال به للمساعدة |
| Peki, tüm yardım için tekrar teşekkürler. Belki artık yarın konuşabiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، شكراً مجدداً لمساعدتك ربما يمكننا ان نتحدث أكثر غداً |
| Babamın yardım için, çiftlik işlerinde becereksiz ve hayatta kalan tek oğlu olan, benden yardım istemek zorunda olması, içimde bir hüzün yarattı. | Open Subtitles | معرفة أنّ أبيّ قد لجأ إليّ لطلب المساعدة ابنه الوحيد .. الابن الذي اعتاد على رؤيته في المزرعة .. قد أشعرني بالحزن .. |
| Bayım, bir kaza geçirdiniz. yardım için bir ambülans geliyor. | Open Subtitles | سيدي، انت خرجت من حادث الاسعاف بطريقه الى هنا للمساعده |
| O çocuk size yardım için geldiğinde her şeyini kaybetme riskine girdi. | Open Subtitles | ذلك الفتى الصغير كان لدي كل شيء ليخسره عندما جاء لكِ للمساعدة |
| yardım için geri dönmen benim için çok değerli. Bunu bil. | Open Subtitles | أريدُ أن أخبركِ أن قدومكِ للمساعدة في الأستوديو يعني الكثير لي. |
| Kendisi B.E.'in okyanus ötesi ihracatının tanıtımına yardım için burada bulunuyor. | Open Subtitles | عند وصولها إلى البعثة للمساعدة في تعزيز الصادرات البريطانية في الخارج. |
| Maalesef öğle yemeğini kaçırdınız ancak yukarıya yardım için tam vaktinde geldiniz. | Open Subtitles | أخشى أنك فوتت الغداء ولكنك عدت في الوقت المناسب للمساعدة في الأعلى |
| Gecenin yarısında yardım için beni arıyorsun, ve sonra yalan söylüyorsun? | Open Subtitles | اتصل بي للمساعدة في منتصف الليل ، ثم أنت تكذب ؟ |
| Pekala, eğer bu doğruysa, yardım için neden onu değil de beni aradı? | Open Subtitles | حسناً، اذا كان هذا صحيحاً،لماذا لم تتصل به طلباً للمساعدة بدلاً مني ؟ |
| Peki ya bir şeyler yolunda gitmezse ve sen yardım için orada olmazsan? | Open Subtitles | .. حسناً، ماذا لو حدث شيئاً ما و لم تكن هناك للمساعدة ؟ |
| En yakın arkadaşım beni yerde yatarken ve boğazımdaki bir delikten yardım için ağlarken buldu. | TED | صديقتي المقرّبة وجدتني ملقاةً على الأرض، مغرغرةً طلباً للمساعدة بواسطة ثقبٍ في رقبتي. |
| Sanırım bu konuda yardım için Adalind'i de getirmek istemezsin. | Open Subtitles | و أُخمن أنك لا تريد إشراك أدليند لمساعدتك في الامر |
| Seni o kadar hızla yer ki, sen yardım için... bağırana kadar bir bakmışsın şahinin kıçındasın. | Open Subtitles | إنه يأكلك بسرعة قبل حتى أن يكون لديك وقت تصرخ لطلب المساعدة |
| Federaller davayı üstlendi ve yardım için merkezden birilerini alacaklar. | Open Subtitles | الفيدراليين سوف يأخذون القضيه وسوف يأخذون أحداً من الداخل للمساعده |
| Bir anlaşmazlığı belirleyebilme adına yardım için mahkemeye gitmek zorunda kalırsanız Allah yardımcınız olsun. Çünkü sırf bu iş 465 gününüzü alacaktır. | TED | وإذا اضطررتم ،لا سمح الله، الذهاب إلى المحكمة للحصول على المساعدة في تسوية نزاع تنفيذ العقد لأن العملية وحدها ستستغرق 465 يومًا. |
| Ama size birkaç soru sormamız gerekiyor ve yardım için bağırmamanızı tercih ederiz. | Open Subtitles | ولكنّنا نريد أن نطرح عليك بعض الأسئلة ونفضّل ألّا تصرخ من أجل المساعدة |
| Yai sana yardım için 3 kadın verecek. | Open Subtitles | ياي سوف يأخذ ثلاث نساء لمساعدتكم فى بناء الطوف |
| Benzer çocuklar kızamığa karşı aşılanmamış eğer kızamık olur ve aşılanırlarsa, aileleri yardım için binlerce rupi harcayacaklar. | TED | نفس الطفل الذي لم يتلق التطعيم ضد الحصبة، لو حدث أن أصيب بها، سينفق أبويه الآف الروبيات لمساعدته على الشفاء. |
| yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler ve yardım için bana gelirler. | Open Subtitles | اي الأرواح التي لم تعبر إلى عالم الأموات بعد لأن لديهم عملاً ما في الحياه لم ينتهو منه، و يأتون إلي لكي أساعدهم |
| Sana ufak bir yardım için gelmiştim, ama sen bütün verdiğin sorun! | Open Subtitles | جئت إليك لمساعدة الصغيرة وكلّ ما يمكنكي عمله هو إعطائي .. اللعنة |
| yardım için teşekkürler çocuklar. Sizi görmek güzel. | Open Subtitles | شكرا على المساعده يارفاق من الجيد رؤيتكم |
| Artık Gün William muhtemelen şeker satışlarına yardım için, çocuklara anlatılan bir hikayedir. | Open Subtitles | ويليام 29 فبراير غالبا ليس إلا قصة تحكى للأطفال لتساعد على بيع الحلوى |
| Görevim neydi? Ülkeme yardım için ne yapabilirdim? | Open Subtitles | ما هى مهمتى ماذا على ان افعل لأساعد بلدى |
| Oraya ulaşana kadar sana yardım için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل ما أستطيع لأساعدك متى ما وصلنا إلى محطة الحراسة |
| Bu yüzden Ganbold götürüyor. Oğlu yardım için koşuyor, ve diğer oğlu sürünün yeni üyesiyle tanışıyor. | Open Subtitles | لِذا فإنَّ كانبولد يعطيه رفعةً هرع إبنه للمُساعدة |