| Bu adam kayıp savaş başlığını bulmamıza yardımcı olabilecek tek kişi. | Open Subtitles | هذا هو الرجل الوحيد الذي يمكنه مساعدتنا في العثور على الصاروخ المفقود ومنعه من الإنطلاق |
| yardımcı olabilecek birisini tanıyorum; ancak biraz zaman alacak. | Open Subtitles | أعرف رجلا يمكنه مساعدتنا و لكن سوف يتطلب بعض الجهد |
| Eğer yardımcı olabilecek bir şey aklına gelirse aramaktan çekinme. | Open Subtitles | إذا فكرت بأي شيء قد يساعد خذي حرية الإتصال بي |
| Pekala eğer ondan haber alırsan veya yardımcı olabilecek herhangi bir şey hatırlarsan, beni ara. | Open Subtitles | حسناً، إن حدث وسمعتِ أخباراً عنه، أو تذكّرتِ أي شيء قد يساعد فإتصلي بي، اتفقنا؟ |
| Bu, gelecekte bize yardımcı olabilecek çok umut verici bir çözüm. | TED | هذا حل واعد جداً قد يساعدنا في المستقبل. |
| Belki ikiniz onun yanına gidip araştırmasında bize yardımcı olabilecek bir şeyler var mı diye bakabilirsiniz. | Open Subtitles | ربما يمكنكما الذهاب لها ورؤية إن اكتشتف شيئًا يمكنه مساعدتنا |
| Bu konuda da bize yardımcı olabilecek en iyi kişi o. | Open Subtitles | بصدد المشكلات الحالية، وهي أفضل شخص يمكنه مساعدتنا حاليًا |
| Reich'ın bir düşmanı Casablanca'ya gelmiş ve bu konuda yardımcı olabilecek herkesi soruşturuyoruz. | Open Subtitles | ونحن نتحري عن أي شخص يمكنه مساعدتنا. |
| "Bir şeye ihtiyacınız varsa, alın onu" yardımcı olabilecek bir kural mesela. | Open Subtitles | حسناً, قانون مساعد قد يساعد فإذا أردتَ شيئاً, تحصل عليه. |
| Tabii size yardımcı olabilecek bir şey olabilir bende. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك ربما يكون لدى شئ قد يساعد عظيم ما هو ؟ |
| Ben de düşündüm ki bundan arkadaşımın temizlikçisini bulmasına yardımcı olabilecek bir ipucu çıkabilir. | Open Subtitles | لذا أعتقد أن ثمّة دليلًا تُرك بين طياتها قد يساعد صديقتي لمعرفة مكان منظفة منزلها. |
| Yaptığı şeyi niçin yaptığını anlamamıza yardımcı olabilecek bir şeyler bulup bulamayacağımı anlamak için. Ne oldu? | Open Subtitles | لأجد أى شىء قد يساعدنا على فهم ما يفعله ما الأخبار؟ |
| Bize yardımcı olabilecek birşey hatırlarsanız, lütfen arayın. | Open Subtitles | ان تذكرت اي شيء قد يساعدنا رجاء اتصلي بنا |
| Sana yardımcı olabilecek kitapları getirdim. | Open Subtitles | جلبت لـك تلك الكُتُب التي قَدْ تُساعدُك. |
| Davada yardımcı olabilecek bir şey düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يُمكنك التفكير في أى شيء قد يُساعدها في قضيتها ؟ |
| Bunun için yardımcı olabilecek bir şeyimiz var. | Open Subtitles | حسنا ، لقد عثرنا على شئ قد يساعدك فى هذا |
| Burada bana yardımcı olabilecek genç bir delikanlı görüyorum. | Open Subtitles | الذى يمكنه ان يساعدنى |
| Yaptığım hayırseverlik işlerinde... yardımcı olabilecek mükemmel bir adamsın. | Open Subtitles | أنت الشخص المثالي الذي يمكنه المساعدة في بعض هذه الحفلات الخيرية التي أعمل عليها |
| Ama şimdi bütün kartlarımız masada, ve sana bu ciddi problemin hakkında yardımcı olabilecek bir arkadaşım hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | ولكن بما أنّ أوراقنا مكشوفة أريد أن أخبرك عن صديق لي يمكنه مساعدتك بمشكلتك الخطيرة |
| Biliyorum, biliyorum, bir tomar kirli paraya sattım kendimi, gelecekteki ailemize yardımcı olabilecek kirli paraya. | Open Subtitles | أعلم، أعلم لقد بُعت من أجل كومة ضخمة من المال المقرف المال المقرف الذي يمكن أن يساعد عائلتنا المستقبلية |
| - Bunu niçin yaptığını anlamamıza yardımcı olabilecek her şeyi. | Open Subtitles | أى شىء يساعدنا على معرفة سبب فعله لذلك متأكدة؟ |
| Sorununu çözmemize yardımcı olabilecek sırların da var mı? | Open Subtitles | اتعتقدى انه من الممكن ان يكون لديكى سر يساعدنا فى معرفة ماذا يحدث لكى؟ |
| Evet, aslında içinde bulunduğum tuhaf durumla ilgili bana yardımcı olabilecek bir kitap. | Open Subtitles | ـ نعم, شيئاً يستطيع مساعدتي ... للتعامل مع ...حيث ربما في المواقف المحرجه |
| Hayır, bana destek olmaya kimse gelmedi ama bana yardımcı olabilecek birini tanıyorum. | Open Subtitles | لا، ليس لدي أي شخص ، ولكن هناك شخص يمكنه مساعدتي. |
| Semboller, geçmişi anlamamızda bize yardımcı olabilecek bir dildir. | Open Subtitles | تعتبر الرموز لغة يمكن أن تساعدنا في فهم ماضينا |