| Kendi halkımdan, siyahi insanlardan oluşan bir jüri tarafından yargılanmak istiyorum! | Open Subtitles | أريد أن أحاكم من قبل هيئة محلفين من بني قومي السمر |
| Ama bir insan gibi yargılanmak istiyorum, | Open Subtitles | لقتلي ذلك الرجل لكنني أريد أن أحاكم كما يحاكمون البشر |
| Son birkaç gündür hayatımı öyle çok savundum ki daha fazla yargılanmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكنّي كنتُ أذود عن نفسي بصعوبة في الأيّام القليلة الفائتة ولم أعد أودّ أن يحكَم عليّ بعد الآن. |
| Son birkaç gündür hayatımı öyle çok savundum ki daha fazla yargılanmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكنّي كنتُ أذود عن نفسي بصعوبة في الأيّام القليلة الفائتة ولم أعد أودّ أن يحكَم عليّ بعد الآن. |
| Çocuğu, iki cinayetten ötürü yargılanmak üzere. | Open Subtitles | و ولده ينتظر محاكمته بتهمة القتل المزدوج |
| Oldu olacak, adamın kendisine bırakalım, ölmek mi istiyor, yargılanmak mı! | Open Subtitles | بأن لا ندعه يختار موته أو محاكمته |
| Her biriniz yargılanmak üzere Boston'a götürüleceksiniz! | Open Subtitles | سيتم سحب كل واحد منكم إلى بوسطن لمحاكمته |
| "Ölmeden önce, korsanlıktan yargılanmak istiyorum." | TED | "قبل أن أموت، أريد أن أحاكم بتهمة القرصنة". |
| Ama bir insan gibi yargılanmak istiyorum. | Open Subtitles | لكني أريد أن أحاكم مثل بشري |
| Zanlı yargılanmak üzere yetkili makamlara teslim edilmiştir. | Open Subtitles | وسوف تتم محاكمته |
| Görevleri onu yakalamak ve yargılanmak üzere İsrail'e getirmekti. | Open Subtitles | كانت مهمتهم هي القبض عليه وإعادته إلى "إسرائيل" لمحاكمته. |
| yargılanmak için vefasız kadınla New York'a gidiş sırasında... | Open Subtitles | وهي تروي بالتفصيل أنه خلال نقله إلى (نيويورك) لمحاكمته |