| Gazeteler yarın cinayetler hakkında bir makale yayınlayacak. | Open Subtitles | غداً ستنشر الصحيفة مقالة عن الجرائم |
| Gazeteler yarın cinayetler hakkında bir makale yayınlayacak. | Open Subtitles | غداً ستنشر الصحيفة مقالة عن الجرائم |
| Express 48 saat içinde bu resimleri yayınlayacak. | Open Subtitles | اكسبرس ستنشر هذه الصور خلال 48 ساعة |
| Ama eğer bunu yaparsak, çalınan bir takım dosyaları yayınlayacak. | Open Subtitles | ,لكن إنّ اتهمناه سينشر محتوياتٍ عدّه من الملفات المسروقة |
| Adamın pizza zinciri var ve Santana'nın eşcinsel olduğu açıklayan bir reklam yayınlayacak. | Open Subtitles | " ريجي " الشخص الذي يمتلك سلسلة البيتزا والذي سينشر اعلان والذي سيفضح سانتانا |
| Seni de bu işin içine sürüklemek istemem ama seni onunla telefonda görüştürmezsem, elindekini yayınlayacak. | Open Subtitles | لم أكن أريد توريطك في هذا الأمر لكن إذا لم أجعلك تتكلمين معها هاتفياً, فسوف تقوم بنشر هذه الإشاعة. |
| - Muhabir. Sully Sullivan'ı buraya benim getirdiğimi anlatan bir makale yayınlayacak. | Open Subtitles | إنها صحفية، سوف تنشر مقالاً عن أنني أحضرت (سولي سوليفان) إلى هنا |
| - Bunların hepsini yayınlayacak mısın? | Open Subtitles | ستنشر هذا في الصحيفة ؟ |
| Gazete fotoğrafları yayınlayacak. | Open Subtitles | الصحيفة ستنشر الصور ؟ |
| Hikayeyi yayınlayacak mısın Roy? | Open Subtitles | هل ستنشر القصة روي؟ |
| Sen bu kareleri yayınlayacak mısın? | Open Subtitles | هل ستنشر تلك الصور؟ |
| Mickey'i öldürmeleri için para verdiğimi anlatan bir haber yayınlayacak. | Open Subtitles | ستنشر المقال الذي يفصح أني دفعت له ليقتل (ميكي) |
| Fox izin olsun olmasın fotografları 20 dakika içinde yayınlayacak. | Open Subtitles | قل هذا مجددًا . وكالة أخبار (فوكس) ستنشر الصور خلال 20 دقيقة، سيّدي. مع أو بدون تشاور. |
| Goose Quill onun 11 Eylül'e dair biyografisini yayınlayacak. | Open Subtitles | (غوس كويل) ستنشر مذكراتها حول تخطيها أحداث 11 سبتمبر |
| Isaac, sadece onun lafıyla bunu yayınlayacak mantıklı hiçbir medya yok. | Open Subtitles | لا يوجد يا (أيزاك) أيّ مصدر اعلاني سينشر الأمر اعتماداً على كلمته فقط |
| Şirketim bu olayı yarın yayınlayacak. | Open Subtitles | في الغد مكتبنا سينشر شيئا |
| Mektuplarımı mı yayınlayacak yani? | Open Subtitles | هل سينشر رسائلي؟ |
| Videoyu yayınlayacak. | Open Subtitles | حسناً سينشر الفيديو |
| Çünkü Marty Grossman fotoğraflarımı yayınlayacak. | Open Subtitles | لأن (مارتي جروسمان) سينشر صوراً عنيّ |
| Koç bu gece 9'da takım kimlerin girdiğinin bir listesini yayınlayacak ve ben çok gerginim. | Open Subtitles | سيقوم المُدربُ بنشر لائحة اللاعبين في التاسعة مساءاً، انا متوترةٌ للغاية |
| Ve eğer kimse ipucu göndermeseydi, yayınlayacak bir şeyi olmazdı. | Open Subtitles | ...ولم يَكُن سيقوم بنشر أي شئ إذا لم يقوم أحداً بإرساله إليه |
| - Kadın muhabir. Sully Sulivan'ı buraya benim getirdiğimi yazan bir makale yayınlayacak. | Open Subtitles | إنها صحفية، وستقوم بنشر مقال مفاده أنني قمت بإحضار (سولي سوليفان) إلى هنا |
| Mickey'i öldürmeleri için adam tuttuğumu anlatan bir haber yayınlayacak. | Open Subtitles | سوف تنشر مقالاً يفيد بأنني استأجرته لقتل (ميكي) |