| içimden bir ses bu notu annenin yazmadığını söylüyor, Henry. | Open Subtitles | أحس بأن والدتك لم تكتب هذه الملاحظة يا هنري |
| Kadavra notunu nasıl senin yazmadığını çözmeye çalışıyorum... | Open Subtitles | .. أبحث عن طريقة لكي أقتنع كيف أنك لم تكتب رسالة الجيفة |
| Öte yandan dini tercihi kısmında da Yahudi yazmadığını görüyorum. | Open Subtitles | من ناحية أخرى تحت بند الديانة الخاصة ارى أنك لم تكتب اليهودية |
| Piyanonun konçertoyu kendisinin yazmadığını farketmesinin zamanı. | Open Subtitles | انه عن وقت أدراك البيانو أن القطعة الموسيقية لم تكتب! |
| Schindler hiçbir şey yazmadığını söyledi. | Open Subtitles | شيندلر أخبرني أنك لم تكتب شيئاً |
| Ona bir kere olsun yazmadığını söylüyor. | Open Subtitles | أنت لم تكتب إليها مرة , هي تقول |
| O mektubu senin yazmadığını biliyorum çünkü. | Open Subtitles | لأنني أعرف أنك لم تكتب تلك الرسالة |
| -Sesli oku . - Juan, Bana neden hiç yazmadığını anladım. | Open Subtitles | إقرئيها بصوت عالٍ خوان ) الآن عرفت لماذا لم تكتب لي ؟ |
| Hakkımdaki bölümü henüz yazmadığını umarım. | Open Subtitles | آمل أنكَ لم تكتب فصلِي بعد |