| - Zararı çıkarıyoruz. Senin Yeğenin geri zekâlı falan mı? | Open Subtitles | نحاول التعايش ابن أخيك هذا، هل هو معاق ؟ |
| Çünkü Yeğenin o meme barında takılıp kızının futbol maçlarına gitmekle kalmıyormuş. | Open Subtitles | لأن ابن أخيك لا يتسكع فقط في حانة العراة فحسب و يذهب إلى مباريات كرة القدم لابنته |
| Bir düzine polis gelmedi ve Yeğenin de onlardan biriydi. | Open Subtitles | قرر بعض الضباط أن لا يستجيبوا للبلاغ وكانت ابنة أخيك واحدة منهم |
| Yeğenin öyle düzenli ki. Ortalığı asla dağıtmaz. Hatta bizim yaptıklarımızı da toplar. | Open Subtitles | إبن أخيك مثل البهجة ، دائماً يُنَظِّف ويُرَتِّب بعدنا كُلُّنا |
| Şu 168$ ve Yeğenin sayesinde bir aylık malzemem çıktı. | Open Subtitles | بفضل الـ168 دولار و إبنة أختك أنا مليء بالمواضيع للشهر المقبل |
| Neler olduğunu sana söyleyeyim: Senin o sosyopat Yeğenin evimi yaktı. | Open Subtitles | سأخبرك بما يجري إبن أختك المختل أحرق نُزل الضيوف |
| Ne kadar güzel olduğu umurumda değil, sen kendi öz Yeğenin orada bıraktın... | Open Subtitles | لا أهتم بمدى جمالها ...ولكن ليس لدرجة أن تترك ابن أختك فى |
| Bence Yeğenin Varenka'yı da davet etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن ندعو ابن أخيك, بالإضافة إلى فارينيكا |
| Ancak Yeğenin getirdiğinde kartonlar zaten açılmıştı ve haplar da yerlere saçılmıştı. | Open Subtitles | حينما سلّمها لي ابن أخيك كانت هناك صناديق مفتوحة الحبوب منتشرة على الأرضيّة هل نقص أجر أحد؟ |
| Dinle, Yeğenin için başsağlığı dileklerimi kabul et. | Open Subtitles | لكن, اسمح لى أن أعبر عن تعازيي الخاصة بخصوص ابن أخيك |
| Özellikle Yeğenin senin bunak kıçını huzur evine yatırıp işini çaldığından beri. | Open Subtitles | خصوصاً عندما أجبرك ابن أخيك على التقاعد وسرق عملك |
| Söylemek istemiyorum ama Yeğenin senin arkandan bağımsızlığı için savaşıyordu. | Open Subtitles | أنا أكره ماسأقوله لك ، ولكن ابن أخيك قرر العمل لحسابه الخاص من وراء ظهرك |
| Yeğenin ve fikirleri benim sonumu getirecek. | Open Subtitles | ابنة أخيك و أفكارها سيكونا نهايتي في نهاية المطاف |
| Yeğenin, kardeşinin ilgisini çekmek istiyor gibi geldi bana. | Open Subtitles | يبدو لي أن ابنة أخيك تحاول جذب انتباه أخيك |
| Yeğenin binaya sızdı ve kızın kaçmasına yardım etti. | Open Subtitles | إبن أخيك إقتحم المكان وساعد الفتاة على الهرب |
| Yeğenin itibarını hiç mi düşünmüyorsun? | Open Subtitles | ألا تهتم بسمعة إبنة أختك الكبيرة ؟ |
| Emily Brent: Genç Yeğenin Peter Brent'in ölümüne neden oldun. | Open Subtitles | "إميلى برنت " ، لقد تسببت فى موت إبن أختك الصغير " بيتر برنت" |
| - Oğlum yani, senin de Yeğenin. | Open Subtitles | ابني، ابن أختك. |
| Hazel, senin Yeğenin tüm parasını U.F.O kulübüne verdi. | Open Subtitles | هازل , ابن اختك يعطي امواله الى نادي الاطباق الطائرة |
| Senin iğrenç Yeğenin öldürdü! | Open Subtitles | ذلك الحقير ابن أخيكِ |
| - Yeğenin yaşıyor ve bugün doğum günü. | Open Subtitles | ابنة اختك على قيد الحياة، لقد ولدت، واليوم هو عيد مولدها |
| Gerek ama benim de bazen Yeğenin Prensi görmem gerek ama sen bunu yasakladın. | Open Subtitles | يجب، أنه بافعل نفس الموقف عندما أردت رؤية أبن أختك الامير أحيانا ولكنك كنت ترفض |
| Yeğenin o otobüsün içinde diye bu işe duygularını karıştırmanı istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد لعواطفكِ أن تتدخل فى هذا العمل وأن تقومي ببذل جهدكِ لأن إبنة شقيقتكِ على متن هذه الحافلة |
| Görünüşe göre, Yeğenin öyle düşünmüyor. | Open Subtitles | حسناً، واضح أن قريبك يشعر بطريقة مختلفة |
| Boşver odayı modayı. Yeğenin kaleden kaçmış. | Open Subtitles | انسي أمر الغرف سمعت أنّ قريبتك هربت من البرج |
| Nova Grubu Yeğenin ile yeniden mücadeleye başlamak için yeterince skor yapmışa benziyor. | Open Subtitles | مجموعة نوفا لديهم العديد من الحسابات لتصفيتها , وأولها مع أبن أخيك |
| Yeğenin kiminle konuştuğumu öğrenmek istiyor. | Open Subtitles | أبنة أختك تريد معرِفة مع من أَتكلم |