| Yani, yeni tür bir demokraside, küresel demokraside bunun bir deney olamayacağını görelim. | TED | لذا دعونا نرى إن كانت تصلح لتكون تجربة لديمقراطية عالمية ، نوع جديد من الديمقراطية |
| Asıl ilerleme, yeni tür bir filaman olan Filaflex ile tanıştırıldığımda oldu. | TED | الانفراج جاء عندما عرضت علي مادة "فيلفلاكس" وهي نوع جديد من الخيوط. |
| 30 yıllık Şerif'im, öfkeli hayvanlarla çok savaştım ama şimdi, yeni tür bir hayvanla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | ثلاثون عاما وأنا أتعامل مع أشرس الحيوانات لكن الآن لدينا نوع جديد من الحيوانات |
| Aklımda yeni tür bir kafeterya fikri var, her çeşit yemek servis edecek yöresel ve her yerden yemekler. | Open Subtitles | الآن، خطرت لي فكرة لنوع جديد من الكافتيريا تقدم جميع أنواع الطعام ...من جميع الأماكن والأصول |
| Jesse'yi yeni tür bir vampire dönüştürmek istemiştim. | Open Subtitles | أريد تحويل (جيسي) لنوع جديد من مصّاصي الدماء. |
| yeni tür bir dedektiften bahsediyor | Open Subtitles | تتميز بنوع جديد من التحقيق, |
| Mısırı, çok daha hızlı büyütecek yeni tür bir gübre. | Open Subtitles | نوع جديد من السماد يفترض به أن يزيد سرعة نمو الذرة إلى الضعف |
| Ve bizlerin yapmasını istediğim şey Afrika'yı bilgisayar içine koyup, düşünce, hayal üreten, yaratıcı olan ve bu gibi şeyleri yapan yeni tür bir bilgisayarla ortaya çıkmak. | TED | وما أود أن نقوم به ، هو وضع أفريقيا في الكمبيوتر ، والتوصل الى نوع جديد من الكمبيوتر من شأن هذا أن يولد الفكر والخيال ، أن تكون خلاقة واشياء من هذا القبيل. |
| yeni tür bir gübre, buffalolardan elde edeceğiz. | Open Subtitles | هناك نوع جديد من الأسمدة خروج الجواميس |
| yeni tür bir ırktan. | Open Subtitles | آه , إنه من نوع جديد من الأعراق |
| yeni tür bir dedektiften bahsediyor | Open Subtitles | تتميز بنوع جديد من التحقيق, |