| Bu malzemeleri yenilemek veya geri dönüştürmek için gerekli olan ısı kesinlikle bunu ve dolayısıyla bunu yapmanın maliyetini belirlemekte. | TED | إن الحرارة اللازمة لإعادة تجديد أو إعادة استخدام هذه المواد تفرضُ بالتأكيد الطاقة والتكلفة اللاحقة للقيام بذلك. |
| Ya eğer, oda arkadaşım, yakın zamanda Nijerya mahkemesine giderek, pasaportlarını yenilemek isteyen kadınların kocalarının onayını almasını gerektiren gülünç bir kanunu kaldırmaya çalışan genç avukatı tanısaydı ne olurdu? | TED | ماذا لو علمت شريكتي في الغرفة عن المحامية التي ذهبت مؤخراً الى المحكمة في نيجيريا لتتحدى القوانين السخيفة التي تتطلب من المرأة أن تنال رضى زوجها قبل تجديد جواز سفرها؟ |
| İstasyonunuzun bu sene lisans yenilemek için biraz geç kaldığını fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت أن محطتك متأخرة في تقديم تجديد رخصتها لهذا العام. |
| 10 yıldır pasaportumu kullanmadım. O da sadece pasaport yenilemek içindi. | Open Subtitles | لم أستخدم جواز سفري منذ عشر سنوات وذلك فقط لتجديد الجواز |
| Kuran, Tevrat ve İncil'in mesajını yenilemek tazelemek için indirildiğini ifade ediyor. Zaten üçte biri, | TED | يقول القرآن أنه جاء لتجديد رسالة التوراة والانجيل، لذا، ثلث منه |
| Yine de bakterinin belli bir yüzdesi koloniyi yenilemek için canlı kalır. | TED | ومع ذلك، فإن نسبة معينة من البكتيريا تظل حيّة لتجديد المستعمرة. |
| 5 yıl önce eşi çocuğunu kaybedince adam evini yenilemek için harcamalara başlamış. | Open Subtitles | منذ 5 سنوات عندما خسرت الزوجة طفلها بدأ الزوج يدفع لأعمال ترميم في المنزل ببطاقته الإئتمانية |
| Loncayla olan lisansını yenilemek için uzun bir süre. | Open Subtitles | توقف طويل فقط من أحل تجديد رخصتك كـرفيقة ؟ |
| İlk 5 gün için okulu yenilemek için bir insanlık projesi hazırlıyoruz. | Open Subtitles | "لأول خمس أيام في "ترينداد سنساعد في تجديد مدرسة. ضمن مشروع الإنسانية |
| İznimizi yenilemek için de artık para ödemek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرين ان ندفع من اجل تجديد رخصنا ايضا |
| Evet. Kesinlikle. Ve ayrıca, özel dedektiflik ofisimi yenilemek için harcadığım onca paradan sonra, | Open Subtitles | نعم، بكلّ تأكيد، وبالإضافة، مع كلّ المال الذي أنفقته على إعادة تجديد مكتب المُحقق الخاص، |
| Genel yüklenici, uzmanları seçer çünkü ev inşa etmek, mutfak yenilemek için gereken ustalığı kazanmak yıllar alır, bazen de özel eğitim gerektirir. | TED | يختار المقاول العام الخبراء لأن الأمر يستغرق سنوات ما أجل التعلم والإتقان وكيفية القيام بكل من المهام التي يحتاجها لبناء منزل أو تجديد مطبخ، ويتطلب لبعضها تدريباً خاصاً. |
| Siz ikiniz yeminlerinizi yenilemek istediniz. | Open Subtitles | انتما الاثنان اردتما تجديد نزوركم |
| Siz ikiniz yeminlerinizi yenilemek istediniz. | Open Subtitles | انتما الاثنان اردتما تجديد نزوركم |
| Bu gece, bunun için buradayım ittifakımızı yenilemek adına. | Open Subtitles | وهذا السبب في وجودى هنا الليلة، لتجديد تحالفاتنا. |
| Oksijenimi yenilemek için zamanında kalkamazsam kalp çarpıntısı yaratıyor. | Open Subtitles | ، إذا لم أستيقظ من حين لآخر لتجديد هوائي فتلك هي النهاية |
| Hücrelerini yenilemek için insanları kurban ediyor. | Open Subtitles | انه يحتاج إلى الضحايا من البشر لتجديد خلاياه |
| Neden ehliyetlerini yenilemek için hiç erkek dansçılar gelmez ki? | Open Subtitles | لماذا لم يأتي أيّ راقص جميل لتجديد رخصة قيادته؟ |
| Evlilik yeminlerimizi yenilemek gibi bir şeye can atmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أخطط لتجديد نذور الزواج أو شيء من هذا القبيل |
| Konsolosluklar, Vize yenilemek için harika yerlerdir, ya da evdeki vergilerinizi ödemek için, ya da diplomatik gizlilikle çalışan ajanları bulmak için. | Open Subtitles | القنصليات هو المكان الرهيب لتجديد تأشيرتك أو لدفع ضرائبك في الوطن، أو أنك تجد الجواسيس الأجانب يعملون تحت غطاء دبلوماسي |
| Sırf eşyalarımı yenilemek için değil. | Open Subtitles | وليَس فقَط من أجل إعادة ترميم الأثاث. |