| Bn. Lee'nin yerini biliyor musun? - Sanırım. | Open Subtitles | طائرتي ستقلع خلال ساعة هل تعرف أين أجد السيدة لي؟ |
| Sadede gelelim. Virüsün yerini biliyor musunuz? | Open Subtitles | دعنا ندخل في صلب الموضوع هل تعرف أين الفيروس؟ |
| Herkes içkinin yerini biliyor. Sorun içkiyi bulmamakta. | Open Subtitles | الجميع يعرف مكان مخازن المشروبات المشكلة ليست فى إيجادها |
| Önemli olan senin Jimmy Tudeski'nin... yerini biliyor olduğunu biliyor olmamız. | Open Subtitles | لماذا لا ترح ذهنك من الامور الغير مهمة المهم الان نعرف بانك تعرف مكان جيمى الزنبق |
| Haritayı da yaktı, ama kanyonun yerini biliyor. -Gerçek bu işte. | Open Subtitles | وأحرق الخريطة، لكنه يعرف أين وادى الذهب .. |
| Harita çizmek için kayak yapmıyorum, herkes Kuzey Kutbunun yerini biliyor. | TED | ولم أتزلج لأرسم خريطة الجميع يعلم أين يقع القطب الشمالي. |
| yerini biliyor musun? Kumarbazlar nereye gider? | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أين هو أين يذهب رجل مُقامِر ؟ |
| Nükleer bombaların yerini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف أين تضرب بالقنبلة النووية؟ |
| Nükleer bombaların yerini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف أين تضرب بالقنبلة النووية؟ |
| Ceza mahkemesinin yerini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف أين يوجد الفناء القديم ؟ |
| Hayır, tutuklayamazsın. Kaçtı çünkü cihazın yerini biliyor. Onu takip edersek bizi oraya götürecek. | Open Subtitles | كلاّ، لا يمكنكِ لقد هرب لأنه يعرف مكان الجهاز، وإن تعقّبناه |
| Onun yapmadığını. Ama sanırım malların yerini biliyor. | Open Subtitles | انه لم يفعلها لكني اعتقد انه . يعرف مكان الجي اتش بي |
| Oraya bizden önce varacaklar. Ve bizden daha avantajlı o sığınağın yerini biliyor, biz bilmiyoruz. | Open Subtitles | و لديه ميزة، يعرف مكان المعتكف و نحن نجهله |
| Üslerinin yerini biliyor olabilir. | Open Subtitles | إنها ربما تعرف مكان قَاعِدتهُم. أو علي الأقل تُخبرنا عنها. |
| Buralar çok düzenli. Herşeyin yerini biliyor. | Open Subtitles | هذا كله منظم تماماً, إنها تعرف مكان كل شيء |
| Will'in yerini biliyor ve Baş Aşağı dünyada ölmesine izin veriyor. | Open Subtitles | إنها تعرف مكان "ويل"، وهي تدعه الآن يموت في "المكان المقلوب". |
| Sanırım karının sakladığı çok şeyin yerini biliyor. | Open Subtitles | أظنه يعرف أين تخبئ الكثير من الأشياء ! ْ |
| - Sence gerçekten Sam'in yerini biliyor mu? | Open Subtitles | هل تعتقد انه حقا يعرف أين هو سام؟ |
| Bu, Tom'un çizdiği bir haritaydı. Paketin yerini biliyor olmalıydı. | Open Subtitles | كان يعلم أين تقع الصرة و وضعها هناك. |
| O evi bulmam gerekiyor. yerini biliyor musun? | Open Subtitles | أريد إيجاد هذا المنزل ، هل تعرفين أين هو ؟ |
| Biraz yolumuzdan saptık da. Otoyolun yerini biliyor musunuz? | Open Subtitles | هيي، أسمع، لقد قمنا بألتفاتة صغيرة هل تعلم مكان الطريق السريع ؟ |
| Ve herkes şeylerin düzeninde yerini biliyor. | Open Subtitles | وكل شخص يعرف مكانه وكانه يعرف الخطه |
| Park Ha'nın yerini biliyor muydun? | Open Subtitles | تعرفين اين هى باق ها طوال الوقت اليس كذلك ؟ |
| Bilmek istediğimiz şey şu... kapının yerini biliyor musun? | Open Subtitles | ما نريد معرفته هو إن كنت تعرفين مكان البوابة. |
| Bu kişi, üç güçlü eserden ilkinin yerini biliyor. | TED | هذا الشخص يعرف موقع أول قطعة من القطع الثلاثة الأثرية القوية. |
| Kız herşeyin yerini biliyor. | Open Subtitles | هذه الفتاة يعرف حيث كل شيء. كل ممر وكل هذا البند. |
| Her bölük mevzideki yerini biliyor, efendim, ve tamamen beklendiği gibi. | Open Subtitles | كل رامي يعرف موقعه على الخط يا سيدي بالضبط كالمتوقع |