| yoğun bakımda dört hastaya bakıcılık yapıyorum. İki hemşiremiz eksik. | Open Subtitles | وأنا اراقب حالات 4 لاعبين في العناية المركزة وينقصنا ممرضتان |
| Geri kardeşini almak için tek bir yolu var. yoğun bakımda, kardeşi sayesinde. | Open Subtitles | هناك طريق واحد للعودة يا أخ وهو من خلال العناية المركزة يا أخ |
| Miami'de her üç kişiden biri yoğun bakımda ölüyor | TED | في ميامي، ثلاثة من خمسة أشخاص سيموتون في العناية المركزة. |
| yoğun bakımda abdominal duvar yenilenmesi ameliyatı olan bir hastam var. | Open Subtitles | اسمعي، لديّ حالة في الإفاقة لإعادة بناء جدار البطن بالعناية المركزة |
| Doktor yoğun bakımda. Ona çağrı yollarız. | Open Subtitles | الدكتور في وحدة العناية المركزة سوف نخبره بذلك |
| Kızınız ameliyattan çıktı ve şimdi yoğun bakımda. | Open Subtitles | ابنتكم خرجت من غرفة العمليات وهي الآن في غرفة العناية |
| 15 gün yoğun bakımda kalınca, insan bazı şeyleri gözden geçiriyor. | Open Subtitles | قضاء 15 يوماً في العناية المركّزة يجعلك تعيدين التفكير في الأمور |
| 30 gün yoğun bakımda kaldı. Ziyaretçi yok, telefon yok. | Open Subtitles | قضى 30 يوما في العنايه المركزه لا اتصالات, لا زوار |
| yoğun bakımda Dr Reid | Open Subtitles | دكتور ريد مطلوبه فى غرفة العنايه المركزه |
| yoğun bakımda. Kan basıncı 170 civarında. | Open Subtitles | إنه بوحدة العناية المركزة انقباضات تتأرجح حول 170 |
| Geçen sene gasp kurbanı olmuş. 2 gün yoğun bakımda kalmış. | Open Subtitles | كان ضحية سرقة العام الماضي امضى يومان في العناية المشددة |
| Sonraki üç gün boyunca, ben, kız kardeşim ve erkek kardeşim yanında, yoğun bakımda kaldık. | TED | بقيت أنا وأختي وأخي بجانب سريرها للثلاثة أيام التالية في العناية المركزة. |
| Bu, her zamanki güzergahım değil. Kocam yoğun bakımda. | Open Subtitles | هذا ليس طريقى المعتاد, زوجى فى العناية المركزة |
| Ya kafede bedava çörek veriyorlar, ya da yoğun bakımda Asyalı fahişe fuarı var. | Open Subtitles | إما أنهم يوزعون الكعك المحلى مجانا في المقهى أو أن هناك عاهرة من أصل آسيوي في وحدة العناية المركزة |
| Shelly Webster 30 saat yoğun bakımda kaldı. | Open Subtitles | شيلى ويبستر ظلت بالعناية المركزة 30 ساعة |
| Shelly Webster 30 saat yoğun bakımda kaldı. | Open Subtitles | شيلى ويبستر ظلت بالعناية المركزة 30 ساعة |
| Birkaç saat önce yoğun bakımda öldü. | Open Subtitles | لقد مات في وحدة العناية الفائقة قبل ساعتين |
| Üçü ise yoğun bakımda epey durdu ancak hayatta kaldı. | Open Subtitles | وثلاثة منهم قضوا وقتاً في العناية المُركزة ، لكنهم نجوا |