| Sistemde denge vardı ama şimdi dengeyi yoketmek isteyen bir güç var... | Open Subtitles | كان هناك توازن فى النظام لكن يوجد الآن من يريد تدمير النظام |
| Kendi kendinizi yoketmek sizin doğanızda var | Open Subtitles | تدمير انفسكم .. صفة مزروعة فيكم و تدمير بعضكم البعض |
| Şimdi önemli olan, düşmanı bulup yoketmek için yeteneklerinizi geliştirmek. | Open Subtitles | الذي يهم الآن هو أن تكتشف قدرتك على وجود و تدمير العدو |
| Ama geçmişimizden kalan nadir şeyleri yoketmek de suç olur. | Open Subtitles | لكنها ستكون جريمه اذا قمنا بتحطيم ما تبقى من ماضينا |
| Bu şeyin hedefi paramız ya da gücümüz değil... yaşamı yoketmek. | Open Subtitles | هدف هذا الشيء ليس المحاربة على المال أو القوّة لكن لإبادة الحياة |
| Tüm istediğim çocukları kurtarmak, yoketmek değil. | Open Subtitles | وكُلّ الذي أُريدُة أَنْ أُنقذُ الأطفالَ، لا احطّمَهم. |
| Sen dünyayı yoketmek | Open Subtitles | قد لا تريد تدمير العالم لكني أنا سأدمرها |
| Gemiyi yoketmek istedin, çünkü senin hakkında bilgi vereceğimi düşündün. | Open Subtitles | حاولت تدمير السفينة لاعتقادك أني سأشي بك |
| Beni yokedebilecek bir silahı yoketmek ayrı bir şey. Benim için iyi bir şey. Ama fazlası var. | Open Subtitles | تدمير السلاح الذى بإمكانه تدميرى شيء واحد، جيد بالنسبة لى، ولكن هناك المزيد |
| Kalanları yenersen silahı kendin yoketmek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | تغلب على الباقى منّا وسيتحتم عليك تدمير السلاح بنفسك |
| Bunu yapabildiğin için yap, ...ve biliyorsun bu Çoğalıcıları sonsuza dek yoketmek için yardımcı olacak. | Open Subtitles | إفعل هذا لأنك تعرف أنك تستطيع و بسبب ما تعلم انه سوف يساعد فى تدمير الريبليكيتورز إلى الأبد |
| Bu ülkeyi yoketmek isteyen teröristlere destek sağlayacaktık. | Open Subtitles | كنا سنقوم بتموين الأشخاص الذين يرغبون في تدمير هذا البلد |
| Hackerler hakkında herşeyi bilmek istiyor, ve sonra onları yoketmek istiyor. | Open Subtitles | هي تريد كل ما يعرف الهاكر عنهم وبعدها تريد تدمير كل شيء |
| 25 Mart akşamı oluşan bu potansiyel kayıtları yoketmek için Bay Beene'e yardım ettiniz mi? | Open Subtitles | هل ساعدت سيد بين على تدمير الادلة المحتملة في ليلة 25 من مارس |
| - Kutsal bir emaneti yoketmek ona saygısızlık olur. | Open Subtitles | إنه تدنيس لمحاولة تدمير آثر مُقدس |
| hayatımdaki tüm güzellikleri sadece yoketmek oldu. | Open Subtitles | ...اجل ،، مافعلتهُ ما فعلتهُ كانَ تدمير كل شئ جميل حظيتُ بهِ في حياتي |
| Bu yüzden mi denizaltıyı yoketmek istiyorsun? | Open Subtitles | ألهذا تريد تدمير الغواصة |
| Travell bir Goa'uld ana gemisini yoketmek için birinin yeteceğini anlatmıştı. | Open Subtitles | المسافر قام بإخبارنا أن واحدة من هذه قامت بتحطيم سفينة أم لل جوؤولد |
| Sana para vermezsem, Beni 'hayatımı yoketmek' ile tehtit ettin. | Open Subtitles | لقد هددتَ بتحطيم حياتي إن لم أعطيك المال |
| Bu şeyin hedefi paramız ya da gücümüz değil... yaşamı yoketmek. | Open Subtitles | هدف هذا الشيء ليس المحاربة على المال أو القوّة لكن لإبادة الحياة |
| Tüm arzum çocukları korumak... yoketmek değil. | Open Subtitles | كُلّ ما أُريدُة أَنْ أُنقذُ الأطفالَ... لا احطّمَهم. |